Aklınıza şöyle bir soru gelebilir: Detoksu zaman zaman tekrarlanan kürler yerine kalıcı süreçler haline getirmek daha çok fayda sağlamaz mı? Sorunun cevabı kocaman bir “EVET”tir ve böyle bir şey yapmak zannedildiğinden de kolaydır. Çoğumuz her gün ne yiyip içtiğimiz ve ne miktarda besin tükettiğimizle ilgileniriz ama konu oksijen, temiz hava ve sağlıklı nefes alma olduğunda cahil denecek kadar bilgi eksikliği içindeyiz. Oysa temiz hava ve bol oksijen en az yiyip içtiklerimiz, en az su kadar değerlidir. Doğru ve düzgün nefes almayı öğrenmek, nefesi kontrol altında tutmayı, nefes sayısı ve derinliğini ayarlayabilmek için fazla bilgi sahibi olmaya gayret edin.
Hayatınızı kalıcı bir detokslanma süreci içine sokmak istiyorsanız temiz, oksijeni bol ortamlarda bulunmaya ve nefes egzersizlerinden faydalanmaya önem verin. Bu konuda yazılmış birçok kitapçık ve broşür var.
Ayrıca internet de oldukça zengin bir alan. Daha çok kurumsal internet sayfalarına müracaat ederek bu konudaki eksiklerinizi gidermeniz mümkün olabilir.
Kalıcı ve sürekli detoks için daha az “asit” yüklenebilir -daha az hayvansal gıda, et, et ürünü, süt, süt ürünü- tüketebilir, daha çok “alkali” besin -sebzeler- kullanabilirsiniz. Dolayısıyla vücudunuz daha çok alkali, daha az asit kazanır, asit yükü içinde boğulup kalmaktan kurtulur. Unutmayın ki detoksun esası da zaten “asidoz” durumunu azaltmak ve “hipoksi” koşullarından uzak kalmakla ilgili bir şeydir.
Hayatınızı sürekli bir detoks süreci içinde tutmak istiyorsanız, şekerli yiyeceklerden de olabildiğince uzak durmalısınız.
Pek çok hastalık özellikle kanserlerin neredeyse tamamı asidoz ve hipoksi koşullarında kadar aşırı “şeker” tüketimi ile de yakından ve net/açık bir ilgi içindedir.
Şekeri sofralarınızdan kaldırın. Şeker eklenmiş gıdaları olabildiğince azaltın ve şeker konusunu mutlaka ama mutlaka “tadında” bırakın.
Benzer şekilde unlu yiyecekleri de azaltmanızı tavsiye ederim. Bedeninize giren un ve şeker miktarı azaldıkça insülin salgılayan ve kullanan sistemlerinizi de tahrik etmemiş olacaksınız. Kalıcı detoksun olmazsa olmaz kurallarından biri de “huzur ve sakinlik” halidir. Bu iki unsuru evinize de işyerinize de kalıcı ve uzun süre olmasa da en azından zaman zaman sağlayabilmenin bir yolunu bulmanızı tavsiye ederim.
Unutmayın, kirlilik hayatın olmazsa olmaz gerçeklerinden biridir ve hiçbirimizin -bedenimiz ve ruhumuz ne kadar güçlü olursa olsun- kirlenmeye gösterdiğimiz direnç sınırsız değildir. Ve her gün sık sık tekrarlandığı üzere “kirlilik güzel bir şey” de değildir. Hayat bir “detoks/retoks” yani “temizlenme-arınma/kirlenme” döngüsü halindedir. Dikkatli ve becerikli kişiler bu döngüyü iyi bilen ve iyi yönetenlerdir.
KESİP SAKLAYIN: Detoks tavsiyeleri
* Detoks küründe fabrikasyon olarak hazırlanmış besinlerden uzak durun. Özellikle mandıra ürünlerini, unlu-yağlı tatlıları, cipsleri, konserveleri, dondurulmuş hazır besinleri kullanmayın.
* Bekletilmiş meyve suları, dondurulmuş sebze ve meyveler pek çok kimyasal katkı maddelerini de vücudumuza taşırlar. Bu nedenle detoks kürleri boyunca tüm sebze ve meyveleri taze ve iyice temizlenmiş, yıkanmış veya kabukları soyulmuş olarak kullanmalısınız. Hazır, fabrikasyon ürünü, bekletilmiş ve dondurulmuş sebze ve meyveye bu kürde yer yoktur.
* Detoks programı süresince ilave katı maddeleri içeren bitkisel çaylardan uzak durun. Çayları kendiniz doğal bitkilerden taze olarak hazırlayın ve hemen tüketin. Renk, koku ve lezzet verici katkılar içeren işlenmiş bitkisel çayları kesinlikle kullanmayın.
* Rahatlatıcı masajlar programınızın başarısını artıracaktır. Masajla birlikte aroma terapi (kokularla tedavi) yönteminden yararlanabilirsiniz. Bilinçli uygulanmış koku tedavisi seansları özellikle masajla birleştirildiğinde son derece yararlıdır.
* Meditasyon, rahatlama, canlandırma (imajinasyon) seansları egzersizle birleştirildiğinde iç dünyanızda olağanüstü bir arınmaya, özgüvende belirgin artmaya yol açar. Sizi iyilik ve mutluluk duygusuna ulaştırır. Ruhsal detoksa yardımcı olur. İyi bir detoks programını olanaklarınız ölçüsünde ruhsal detoks programları ile tamamlamaya çalışmalısınız.
GÜNDE 3-4 KEZ YAŞADIĞINIZ YERİ HAVALANDIRIN
* Program süresince düzenli duş ve banyo şarttır. Banyo esnasında deriyi fırçalama ve ovma cildiniz için iyi bir egzersizdir. Cilt dolaşımınızı canlandırır. Olanak varsa basınçlı su kullanarak su masajı uygulayın.
* Sıcak veya ılık bir duş rahatlatır. 5 dakikadan fazla sürerse kuvvet kaybına ve yorgunluğa yol açar. Cildinizin gerginliğini artırmak ve dolaşımınızı güçlendirmek istiyorsanız sıcak duşu mutlaka soğuk ya da serin su duşu ile tamamlayın.
* Soğuk su, cildinizin gerginliğini artıracak ve dolaşımını hızlandıracaktır. Soğuk ve sıcak duşları arka arkaya yapmak daha yararlıdır. Birden soğuk su duşuna başlayıp 15 saniye sonra tekrar sıcak duşa geri döner ve bu işlemi tekrarlarsanız detoks için daha iyi sonuç alırsınız.
* Detoks kürü boyunca kimyasal koku kirliliğinden sakınmanız; parfüm ve esans kullanımınızı en az düzeyde tutmanız önerilir. Koku ve parfümler özellikle kimyasallara duyarlı insanlarda detoks sistemi üzerine ilave bir yüktür.
* Detoks kürü boyunca sokakta giydiğiniz ayakkabıları evde giymemeye, sigara dumanının yoğun olduğu ortamlara girmemeye, evinizde hiçbir şekilde sigara kullandırmamaya dikkat edin. Evinizde ve işyerinizdeki zararlı tozları azaltmanın en kolay yolu, bulunduğunuz ortamı sık sık havalandırmaktır. Günde en az 3-4 kez 15-20 dakika kadar tüm pencerelerinizi açıp yaşadığınız mekanları havalandırın.
* Özellikle yeni binalarda oturuyorsanız, yeni cilalanmış mobilyalarınız, yeni döşenmiş sentetik yer halılarınız varsa ev veya işyeri toksin yükünüz daha fazladır. Mikroplu halılarda izolasyon malzemesi veya yapıştırıcı olarak kullanılan kimyasallardan uzaklaşınız.
* Kuru temizlemeden gelen kıyafetlerinizi bir müddet açık havada bekletip havalandırdıktan sonra dolaba kaldırın. Yaşadığınız ortamları, aromatik doğal kokularla (lavender, ylang ylang) daha ferah ve keyifli hale getirmeniz önerilir. Havalandırma ve koku giderme amacıyla asla kimyasal madde kullanmayın.
* Evde veya işyerinde kullanılan cilalar, deterjanlar ve diğer temizlik ürünlerinin boğaz ve burun zarlarını tahriş eden zehirli uçucu organik bileşimler bulundurduğunu hatırlayın. Bu ürünleri kullanmayın.
* Sodyum bikarbonat veya Boraks içeren su, deterjanlardan daha güvenli temizleyicilerdir. Temizlik amacıyla kullanılabilecek bu daha az toksik mikrop gidericileri deterjanlara tercih edin. Ev ve işyeri temizliğinde bu maddeleri kullanmaya özen gösterin. Sentetik ve kimyasal temizleme ürünleri kullanıyorsanız temiz su ile uzun süre ve dikkatli durulayın.
Kaynak: