Tansiyon düşürücü, protein deposu, karaciğerin dostu, hastalıkların düşmanı… Kafkaslar’ın sağlık iksiri kefir her derde deva. Nasıl olur da bir besin hem iştahsızlığa iyi gelir hem de kilo vermeye yardımcı olur? Aşırı şişmanlamaya veya zayıflamaya karşı frenleyici görev üstlenir. Nasıl bir mucizedir ki içerdiği yüksek protein ile yüksek kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürür. Alkolün karaciğerde yarattığı tahribatı düzenlerken, eksikliği görülen vitamin minerallerin dengelenmesini sağlar.
İçtikçe Gençleşin
Öyle bir besin düşünün ki sütten daha faydalı, yoğurttan daha kaliteli olsun. Hem tok tutsun hem kilo aldırmasın, hem de sağlık versin. Çocukluktan yaşlılığa, hamilelikten menopoza hayatımızın her evresinde hiç korkmadan tüketelim ve tükettirelim. Tükettikçe gençleşelim ve iyileşelim. Üniversite bitirme tez konum olan mucizenin adı kefir.
Kafkaslar’ın gençlik sırrı, uzun ve sağlıklı yaşam iksiri olan kefir neredeyse her derde devadır. Bilinen en eski Türk içeceklerinden olan kefirin faydası saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Beyinden sonra en fazla siniri barındıran bağırsaklar, ikinci beyin gibi etki gösterir. Bağırsaklarımızda 1,5-2 kilogram bakteri ve mantar var. Sindirim sistemindeki mikroorganizmalar da faydalı ve zararlı diye iki gruba ayrılır.
Faydalı mikroorganizmalara ‘probiyotik mikroorganizmalar’ denir. Probiyotiklerin faaliyetleri karaciğerimiz kadar önemli etkiye sahiptir ve yeterince tüketildiğinde bağırsaklardaki zararlı mikroorganizmaların bağırsak duvarına yapışma ve yayılmasını engeller. Bağırsaktaki sağlıklı mikroorganizmaların dengesinin bozulması birçok hastalığa yol açar. Doğru beslenme şekliyle sindirim kanalının sağlığı korunmalıdır. Bunun için de probiyotikleri mutlaka yeterli miktarda tüketmeliyiz.
Kefir, en etkili probiyotik bakteri içeren besindir ve içindeki yararlı bakteriler bağırsak sisteminin güçlenmesinde mucizevi bir etki gösterir. Bağırsaktaki yararlı bakteri ve mantarların sağlıklı şekilde çoğalabilmesini ve yararlı olabilmesini sağlar. Sağlıklı bir bağırsak sistemi birçok hastalıktan korur. Örneğin, kefir gibi probiyotik açıdan zengin besinler kabızlığa karşı müshil gibi etki gösterir. Besinlerin ritmik olarak atılması da zehrin birikmesini önler.
Ülkemizde Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün kurucusu olan Prof. Dr. Ayşe Baysal biz öğrencilerine, hiçbir gıdanın hastalıkların tedavisinde mucize gerçekleştiremeyeceğini ancak şalgam suyu, boza, kefir, süt, ayran gibi içeceklerin bebeklik çağından itibaren tüketilmesinin, birçok hastalıktan korunma açısından önemli olduğunu anlatırdı.
Düzenli İçmenin Birçok Faydası Var
- Sinir sistemi üzerindeki sakinleştirici etkisi uyku bozuklukları, depresyon ve hiperaktivite rahatsızlıklarıyla mücadelede rol oynar.
- Zekanın gelişimine etki eder. Zihinsel dinginlik sağlar.
- Başta üreme hormonları östrojen, progesteron, testosteron olmak üzere kortizon, insülin, tiroit, serotonin (mutluluk hormonu) ve adrenal hormonların üzerine olumlu etkiler yapar.
- Başta yoğurt ve kefir olmak üzere doğal birçok besinde bulunan probiyotik bakteriler, bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Sindirim sistemini mükemmel şekilde düzenler.
- Sindirim sistemindeki yararlı bakterilerin sayısını artırır. Bu sayı ne kadar fazlalaşırsa bağışıklık sistemi o kadar güçleniyor, bağırsakta vitamin üretimi artıyor, zararlı maddelerin kan dolaşımına geçme ihtimali azalır.
- Sağlıklı diyet için önemlidir, kilo almayı önler.
- Kronik yorgunluk sendromuna ve halsizliğe karşı olumlu etkileri vardır.
- Tümör oluşumunu engeller ya da var olanın ilerlemesini azaltır. Araştırmalara göre kefir, kanser riskini yüzde 55 oranında azaltıyor. İlaçlarla beraber kullanımda ise bu rakam yüzde 70’e çıkıyor.
- Kemoterapi gören meme kanserli hastalarda, kefirin kemoterapinin yan etkilerini azaltma durumu incelenmiş ve bulantı, ishal, kusma ve ağrı gibi bulgularda azalma görülmüştür.
- Bileşimindeki mucize mineral selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki gösterir. Kansere karşı çok önemli bir faktör olarak değerlendirilen selenyum, kalp hastalıklarını da önleyerek, yaşlanmayı yavaşlatır.
- Metabolizmanın sürekli yenilenmesini sağlar.
- Mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını artırarak, başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarını iyileştirir.
Kaynak: