• 16 Aralık, 2024

Karaciğer Dostu Besinler

Karaciğer vücudumuzun filtreleme sistemidir, sağlıklı bir yaşam sürdürmemiz için gerekli olan pek çok fonksiyonu vardır. Gıdaları sindirmeye ve kötü maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur, kanı toksin, ilaç, alkol vb zararlı maddelerden temizler. Besleyici gıda maddelerini kanda gerekli bileşenlere dönüştürür, vitamin ve mineralleri saklar, vücudumuzun hormon dengesini düzenleyen protein ve enzimleri üretir. Aynı zamanda bağışıklık sistemimizin enfeksiyonlarla savaşmasına, bakterilerin kandan atılmasına ve sindirim için gereken safranın üretilmesine yardımcı olur. Vücudun şeker değerleri normalin altına düştüğünde kullanılmak üzere şeker depolar. Özellikle yağların sindirimi için gereken safrayı üretir. Eski alyuvar hücrelerini yok eder.

Eğer sağlıklı beslenmiyorsanız, karaciğeriniz savunmasız kalmış demektir, aşırı yağlı veya kızarmış gıdalar tükettiğinizde, aşırı tuz veya beyaz şeker kullandığınızda karaciğeriniz saldırı altındadır. Kötü beslenmeye devam etmenin sonucunda da karaciğer rahatsızlıkları ve diğer organlarınızı da etkileyecek sağlık sorunları baş gösterebilir. Obezite sorunu olanların yaklaşık %30’u karaciğer yağlanması sorunu yaşarlar; bu da siroz, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri için büyük risk yaratır. Kanda yüksek miktarda yağ ve yüksek kolestrol seviyeleri karaciğer yağlanmasının en bilinen sebeplerindendir, doymamış yağlar tüketmeye özen gösterin. Düzenli olarak kan testi yaptırın, yağ, kolestrol ve şekerinizi ölçtürün. Hepatit aşılarınızı olun. Hepatit A aşısı yaptırmadıysanız suşi, çiğ veya az pişmiş deniz ürünlerinden uzak durun.

Peki karaciğer sağlığına faydası bilinen gıdalar nelerdir?

959019_53677715

Öncelikle tüm gıda gruplarını beslenme düzeninize dahil etmeyi unutmayın, tahıllar, meyve ve sebzeler, et ve baklagiller, süt ürünleri ve sağlıklı yağlar. Lifli gıdalar karaciğerin en ideal şekilde çalışmasını sağlar. Meyve, sebze, tam tahıllı ekmek, pirinç ve kahvaltılık gevrekleri tercih edin.

Oksijenden sonra vücudun hayatta kalabilmek için en büyük ihtiyacı sudur. Su, toksinlerin ve atık maddelerin vücuttan atılmasını sağladığından, vücudunuz yeterli miktarda su aldığında daha enerjik ve dikkatli olursunuz.

 Yulaf, yüksek oranda çözünür lif içerir, düşük glisemik indekse sahiptir ve tam tahıllıdır, yani pek çok vitamin ve mineral içerir. Bu sayede düzenli olarak yulaf tüketerek kolestrol seviyenizi düşürebilir, kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskini azaltabilirsiniz.  Yulaf yerine kahverengi pirinç veya kuskus da tüketebilirsiniz.

 Somon, protein ve omega 3 yağ asitleri açısından zengin bir balıktır. Omega 3,  kolestrol ve trigliserit seviyelerini düşürmeye yardımcıdır, atardamarlarda tıkanıklıkları önler ve tansiyonu düşürmeye yardımcı olur. Haftada iki ila 4 kere somon ve benzeri yağlı balıklar yemeye özen gösterin.

Süt ürünleri kalsiyum açısından en zengin gıdalardır, sağlıklı bir kalp ve güçlü kemikler için faydalıdırlar. Yoğurt, ayrıca sindirim sistemi sağlığı için gerekli probiyotikler içerir. Yumurta, ise ihtiyacımız olan 8 amino asiti de içeren yüksek kaliteli bir protein kaynağıdır. Vücudun atıklardan temizlenme sürecinde amino asitler aktif rol oynar. Yumurta sarısında bulunan Kolin maddesi ise ağır metallerin atılmasını sağlarken karaciğeri pek çok zehirli maddeden korur.

 Sarımsak, karaciğerinizin toksinleri vücuttan atan enzimleri harekete geçirmesine yardımcı olur. İçeriğindeki alisin ve selenyum ciğerinizin temizlenmesini sağlayan doğal maddelerdir. Soğan, pırasa, arpacık soğanı karaciğerin glütatyon üretmesini sağlayan sülfür içerirler.

 Brokoli, brüksel lahanası gibi sebzeler vücudumuzda sindirim için enzim üretilmesine yardımcı olan glukozinolatların miktarını arttırırlar. Brokoli kalsiyum, potasyum, folat, lif ve diyabet, bazı kanser türleri ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu bitkisel gıdalar içerir. A ve C vtamini ve antioksidanlar açısından da oldukça zengindir. Hücreleri korur, bağışıklık sistemini güçlendirir. Lahanada bulunan maddeler toksinlerin atılmasına yardımcı olan enzimlere yardımcıdır.

863420_54043147 Ispanak ve marul gibi yapraklı yeşil sebzeler, yediklerimizde bulunabilen metal, kimyasal maddeler ve böcek ilaçlarının etkisini azaltıp karaciğer için bir koruma mekanizması gibi çalışırlar.

Diğer tüm baklagiller gibi Meksika fasulyesi, kırmızı fasulyeler demir, magnezyum, fosfor, potasyum, bakır ve tiamin (B1 vitamini) içerir. Yüksek kolestrol, yüksek tansiyon gibi hastalıklara karşı koruyucudur. Soya fasülyesi, kolestrol veya hayvansal yağ içermeyen çok iyi kalitede protein kaynağıdır. Doymuş yağ oranı düşüktür, lif açısından zengindir, kalp hastalığı ve felç riskini azalttığı bilinir.

 Balkabağı, doğanın yaşlanma karşıtı sırlarından biridir. Vücdunudn A vitaminine çevirdiği ve yaşlanmayı geciktiren Beta karoten antioksidanı açısınıdan zengindir. Gerçek A vitamininden farklı olarakbeta karoten aşırı miktarda alındığında karaciğer için zararlı değildir. Yağ içermez, az kalorili bir lif kaynağı ve B6, c ve E vitaminleri ve folat ile potasyum içerir. Havuç, karaciğeri temizleyen bir antioksidan olan glütatyon ve beta karoten açısından zengindir. Pancar, bitkisel flavonoidler içerir, bu antioksidanlar iltihabı azaltır, sağlıklı damar oluşumunu destekler, karaciğerinizin genel sağlığını korur. Pancar ve havuç yemek tüm karaciğer fonksiyonlarını güçlendirir.

 Kuşkonmaz, temizlenme sürecine yardımcı olan ve böbreklerle karaciğerin detoks yükünü paylaşımına yardımcı harika bir diüretiktir.  Enginar safra üretimi arttırır ve böbrek taşı oluşumunu engeller.

 Domateste bulunan likopen vücutta üretilmediği için mutlka gıdalardan alınması gerekir, kolestrol değerlerinin düşürülmesine yardımcıdır. Antioksidan olarak likopenin yanı sıra glütatyon da domateste bulunur.

370984_7582 Yabanmersini, kızılcık gibi idrar yolu enfeksiyonlarını önleyen bitkisel gıda içeriği açısından zengindir. İltihap sökücü özelliği vardır, içeriğindeki C vitamini ile kılcal damarları ve kan damarlarını sağlıklı tutar. Lif ve potasyum açısından zengin düşük kalorili bir meyve seçeneğidir. Günde iki porsiyon yabanmersini veya alternatif olarak çilek, kızılcık, böğürtlen, vişne veya kuru üzüm tüketebilirsiniz.

Düzenli avokado tüketmek vücudunuzun glütatyon adlı antioksidanı üretmesine yardımcı olur, bu antioksidan karaciğerleri zararlı maddelerden korur. Elmada bulunan pektin ve diğer kimyasal maddeler sindirim sistemini toksinlerden temizlemeyi sağlar. Temizlenme sürecinde karaciğerin zehirli maddeleri tutmasına yardımcı olur.

 Greyfurt yemek veya suyunu içmek kanserojen maddelerin ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Bol miktarda c vitamini ve antioksidan madde içerir. Limon da diğer turunçgiller gibi C vitamini açısından zengindir, ama aynı zamanda vücudun toksik maddelerden temizlenmesine yardımcı olur ve sindirim sürecini kolaylaştırır.

Ceviz, glütatyon ve omega 3 asitleri açısından değerlidir, karaciğeri destekler ve temizlenme sürecini hızlandırır. Badem lif, riboflavin (B2 vitamini), magnezyum ve demir açısından zengindir, diğer tüm yemişlerden daha fazla kalsiyum içerirler. Diğer kuruyemişler gibi doğal bir portein kaynağıdır, doymamış yağlar içerdiğinden kolestrol seviyelerini düşürür, kalp ve karaciğer sağlığını korurlar.

 Zencefil dolaşımı düzenler, karaciğeri destekler ve kolestrolü düşürür. Zerdeçal Köri baharatında bulunduğu gibi kendi başına da kullanılır. Vücudumuzun yağları sindirmesine yardımcıdır ve safra üretimini harekete geçirir. Karaciğeriniz için doğal bir detoks etkisi gösterir.

 Zeytinyağı gibi soğuk pres yöntemiyle üretilen yağlar vücuttaki zararlı maddeleri yutacak sıvı bir temel yaratarak karaciğere destek olur.

Bir fincan siyah veya yeşil çayı sofranızdan eksik etmeyin. Hücreleri hasarlara ve mutasyona karşı koruyan antioksidanlar içerirler. Siyah çay bağışıklık sistemini güçlendirirken, yeşil çay kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen güçlü bir antioksidan içerir. Günde birer bardak içmeniz yeterlidir. Yeşil çay karaciğer fonksiyonlarını arttıran kateşin adlı bir antioksidan içerir.

Eğer karaciğerinizde bir rahatsızlık varsa, hastalığınıza özel bir beslenmeye ihtiyaç duyabilirsiniz, neler tüketmeniz gerektiğini mutlaka doktorunuzla görüşün.

Benzer Yazılar

Yorum Yapın