- Daha ucuz ve hazırlaması daha kolay, bol yağlı, şekerli ve tuzlu işlenmiş yiyecekleri yiyip içmek yaygınlaşıyor: Bir zamanlar zenginlik ile bağdaştırılan şişmanlık şimdi yoksul kesimleri etkiliyor. İşlenmiş yiyecekler ucuzdur ama aşırı şeker, tuz ve sağlıksız yağlarla yüklüdür. Baş suçlu sadece hamburgerler yada patates kızartmaları değildir. Pek çok restoran yemeği ve marketlerde satılan donmuş yiyecekler de onlar kadar kötü olabilir. Taze sebze meyvenin fiyatı- ve bunları hazırlamak için gereken emek- pek çok anneyi hızlı, ucuz ve kolay hazırlanacak bir şeyler aramaya itiyor.
- Daha büyük porsiyonlar moda oldu: Porsiyon büyüklükleri büyüyüp genişleyen bel ölçümünüzün baş sorumlularından biridir. Restoranlar daha yüksek bir fiyat etiketi koymadan daha büyük porsiyonlar sunuyor. Biz de paramızın karşılığını almamız gerektiğini düşünüyoruz. Porsiyon büyüklüklerinin artık uygun yiyecek ve içecek miktarlarıyla alakası kalmadı. 1950’lerde gazozlar 24 cl’lik şişelerde olurdu, şimdi 50 cl’lik ve 60 cl’lik şişeler yaygın. Büyük şişe ya da kutulu içeceklerden biri sırf şekerden 500 kalori sağlayabilir. Oysa hiç kimse bir içecekten bu kadar kalori almamalıdır. Pek çok kişi bu kalorileri yemekten alınan kalorilerle bir tutmaz ve bunları su gibi içer.
- Toplumsal nedenlerde önemli bir etkendir: Günümüzde çoğu ailede hem anne hem de baba çalışıyor. Bu, bebeklerin ve küçük çocukların yuvada daha fazla ve ebeveynlerinin doğrudan etkisi altında daha az vakit geçirdiği anlamına geliyor. Yuvalarda ve okullarda verilen yiyecekler, eğer seçme şansınız olsa sizin tercih edeceğiniz yiyecekler olmazdı. Ayrıca genelde okullardaki itici gözüken ve tatsız yiyecekler karşısında pek çok çocuk, okullarda giderek yaygınlaşan otomatik makinelerden abur cubur besinleri (gofretler, cipsler, bisküviler, browniler…) almayı tercih ediyor. Pek çok okulda artık fast food veren kafeteryalar bile var! Çünkü bunların kiraları okul yönetimine para getiriyor. Ebeveynler daha sağlıklı bir çevre için bastırmazsa, iyi gıda hayal olacak. Aktif oyunlar giderek yapılmaz hale gelecek. Çocuklar oyun alanlarını kaybedecek. Okul bahçeleri yiyecek-içecek satan büfelerle dolacak.
- Hormonal ve metabolik bazı hastalıklar şişmanlatabiliyor:Tiroid bezi tembelliği, böbrek üstü bezlerinin aşırı aktivitesi gibi hormonal ve metabolik sorunlar çok önemli hazırlayıcılardır.
- Kortizon gibi bazı kilo aldırıcı ilaçların bilinçsiz kullanımı etkili olabilir.
- Evde ve okulda stresli, endişeli bir yaşam tarzı; aile yapısında ani değişimler önemli bir etkendir: Anne-babanın boşanması, aile bireylerinden birinin kaybı, okul ile ilişkili sorunlar tetikleyici faktörlerdir.
- Psikolojik sorunlara dikkat edin: Kişisel güven yetersizliği, özgüven noksanlığı, kişilik bozuklukları, depresyon ve diğer bazı psikolojik sorunların mevcudiyeti de önemlidir.
- Genetik faktörlerde önemlidir: Şişman anne ve babaların çocuklarında kilo sorunu olasılığı %80’dir.
- Yetersiz bedensel aktiviteyi ciddiye alın: Günümüzde çocuklar hareketli oyunlarda daha az, televizyon seyrederken, bilgisayar oyunları oynarken, internette sörf yaparken daha fazla zaman harcıyor. Bu faaliyetlerin kilo alımı üzerinde çifte etkisi olabilir; Bunlar, hareketli oyunlara verilecek zamanı çalmakla kalmaz, aynı zamanda çocukları ustalıkla yiyecek reklamlarına da maruz bırakır. Onları yüksek kalorili ve sağlıksız atıştırmalıklara yöneltir. Yani birer kalori kazanma ve depolama makinesine çevirir. Okullarda artık beden eğitimi dersleri verilmeyen ve hatta öğlen ve ara teneffüsleri de başka gereklilikler için kısıtlanan çocuklar için fiziksel aktivitelere katılmak da daha zorlaşmış durumda. Şehirlerde yaşayan ama özel kulüplere ya da kurslara verecek parası olmayanlar çocuklarının dışarıda güvenle oynayacakları az yer olduğunu düşünebilirler.
Çocuklarınıza Balık Yedirin
Balık, düşük kalorisi, güçlü protein içeriği, değerli vitamin ve minerallerle yüklü oluşu ve içerdiği Omega-3 yağlarından dolayı çocuklarınıza verebileceğiniz en yararlı besinlerden biridir. Balık yağında bulunan Omega-3 yağları, DHA ve EPA çocuklarda beynin gelişmesini desteklemekte, bağışıklığı güçlendirip, görme gücünü artırmaktadır. Düzenli Omega-3 kazanan çocuklarda gözün retina tabakası daha hızlı gelişmektedir. Omega-3 yağlarının kalp-damar hastalıkları riskini azalttığını, eklemlere destek sağladığını da hatırlatalım.
Kaynak: http://www.drosmanmuftuoglu.com/index.php/beslenme/ocuklarda-beslenme/ocuklar-neden-k-lo-aliyor/