Enginar Antik çağlardan beri pek çok hastalığı tedavi edici özelliği ve lezzetiyle Güney Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde kış mevsiminin en sevilen sebzelerinden biri olmuştur. Efsaneye göre, Enginar’ın Latince adı bir Yunan adasında yaşayan Cynara adlı güzel bir kızdan gelmektedir. Zeus onu görür görmez aşık olur ve tanrıça yapmak üzere Olimpos’a getirir. Fakat Cynara kısa sürede evini özler ve gizlice dünyaya döner. Zeus bunu farkettiğinde ise onu bugün Enginar olarak bildiğimiz bitkiye dönüştürür. Enginar’la ilgili ilginç diğer bir bilgi ise, Marilyn Monroe’nun henüz yeni tanındığı zamanlarda, 1948 yılında Kuzey Kaliforniya Enginar Güzeli seçilmesidir.
Düşük kalori ve yağ oranlarının yanı sıra içerdiği yüksek miktarda lif sayesinde Enginar, diyet yapanların ve kilosunu korumaya özen gösterenlerin alışveriş listesinde ilk sıralarda yer almayı hak ediyor. İçerdiği Cynarin maddesi yağların sindirimine ve yiyeceklerdeki vitaminlerin özümsenmesine yardımcı olmakta, yüksek lif oranıyla sindirim sistemi rahatsızlıklarına da iyi gelmektedir.
Enginar’da bulunan Cynarin aynı zamanda kandaki yağ ve kolestrol oranlarını düşürdüğünden, düzenli tüketildiğinde beslenmeye bağlı yüksek kolestrole, dolayısıyla da kalp ve damar hastalıklarına karşı güçlü bir savaşçıdır.
Yapılan araştırmalarda Enginar’daki bitkisel kimyasalların özellikle prostat kanseri, meme kanseri, kolon kanseri ve lösemiye karşı vücudu koruduğu ve kanserli hücrelerin yayılmasını azalttığı da saptanmıştır.bağlı yüksek kolestrole, kalp ve damar hastalıklarına karşı güçlü bir savaşçıdır.
Enginarın yüzyıllardır bilinen bir başka özelliği de karaciğere tehlikeli toksinleri vücuttan atma konusunda yardımcı olmasıdır. Alkolün vücuttan atılmasını kolaylaştırır ve akşamdan kalma olarak adlandırılan baş ağrısı, ağız kuruluğu, yorgunluk gibi belirtileri giderir. Güçlü bir idrar söktürücüdür, toksinlerin atılmasını kolaylaştırır, böbreklerin çalışmasını düzenler.
Antioksidan özelliği en güçlü besinlerden biri olan Enginar’ın içeriğindeki diğer faydalı vitamin ve minerallere de kısaca değinelim.
Özellikle hamilelik öncesi ve süresince bebeğin büyümesi ve gelişimi için tüketilmesi gereken Folik Asit, Enginar’da bolca bulunmaktadır. İçeridiği diğer B vitaminleri olan Niasin, B5, B6 ve Tiamin de sinir sisteminden cilt sağlığına, tüm metabolizmamızın düzenli çalışması için gereken vitaminlerdir. Vücudun hastalıklara karşı direncini arttıran C vitamini, kemik ve beyin dokularını güçlendiren K vitamini de Enginar’da bulunur.
Enginar vücudumuzun ihtiyacı olan mineraller açısından da zengin bir kaynaktır. Yüksek miktarda Potasyum ile kalp ritmini ve tansiyonu dengede tutmaya yardımcı olur, merkezi sinir sistemi ve kas fonksiyonlarını güçlendirir. Alyuvar üretimi için vücudumuzun ihtiyacı olan Bakır, bağışıklık sistemini güçlendiren Demir ve Manganez de yine Enginar’da bulunan minerallerdendir.
Hem lezzet hem de sağlık açısından mükemmel bir sebze olan Enginar, mevsiminde salata, zeytinyağlı veya ana yemek olarak soframızda sık sık yer alması gereken yiyeceklerden.