Sütte bulunan proteinlere karşı ortaya çıkan anormal tepkilere süt alerjisi adı verilir. Süt çocuklarda alerjiye yol açan besinler içinde ilk sırada yer alır. Genel manada besin alerjisi, halk hatta doktorlar tarafından çok geniş kapsamlı olarak kullanılan bir terimdir. Çoğu zaman, bir besin maddesine bağlı olarak gelişen her türlü normal dışı reaksiyon, besin alerjisi diye adlandırılır.
Mesela, çikolataya bağlı olarak gelişen migren tipi baş ağrıları, laktaz enzimi eksikliği olanlarda süt içilmesiyle ortaya çıkan şişkinlik ve ishâller, herhangi bir besinin çok fazla yenmesine bağlı kusmalar ya da bozulmuş besinlerle oluşan zehirlenmelerin hiç biri besin alerjisi değildir. Gerçek besin alerjisi, vücudunda o besine karşı IgE sınıfından antikorlar oluşmuş olan kişilerde görülen reaksiyonlardır. Besin alerjisi küçük çocukların %5 kadarında görülürken, erişkinlerdeki görülme sıklığı %1’den de azdır.
Süt alerjisi özellikle erken bebeklik-çocukluk çağında, daha ziyade de inek sütü ile beslenen çocuklarda görülür. Sadece anne sütü emen çocuklarda çok daha seyrek olarak rastlanır. Annenin tükettiği inek sütü veya sütten yapılan ürünler anne sütüne geçerek etkili olur. İnek sütü alerjisi, çocuk büyüdükçe ve bağışıklık sistemi geliştikçe herhangi bir tedavi de uygulanmadığı halde giderek düzelir. Öyle ki 3 yaşından sonra çocukların yüzde 90’a yakını süte olan bu aşırı hassasiyetlerini kaybederler. İnek sütü alerjisi olan çocuklarda hayatın ileri dönemlerinde astım gelişme ihtimali fazladır.
İnek sütü alerjisi olan çocuklarda başka memelilerin sütüne ve başka besinlere karşı da alerjik olabilirler. Küçük çocuklarda daha çok hayvan kaynaklı, 6 yaşından büyük çocuk ve erişkinlerde ise bitki kaynaklı alerjenlere rastlanır. Bunların ailelerinde besin alerjisi, astım, saman nezlesi gibi alerjik hastalıklar sıklıkla bulunur.
Alerjinin sebebi nedir?
Sütte 25’ den fazla protein vardır; alerjisinin sebebi bu proteinlere karşı gösterilen anormal tepkidir. Süt proteinleri kazein ve whey (peynir altı veya süt altı suyu olarak bilinir) olmak üzere başlıca iki grupta değerlendirilir. Kazeinler sütteki proteinlerin yüzde 80’ ini oluşturan ve süte “süt” görünümünü veren kısımdır.
Sütün whey kısmında ise sütteki proteinlerin yüzde 20’ si bulunur. Bunlar, beta-laktoglobulin, alfa-laktalbumin, laktoferrin, transferrin, lipaz, inek serum albümini’dir. Alerjilerden bu proteinlerden hangilerinin sorumlu olduğuna dair tartışmalar varsa da alerjilerin genel olarak kazein ile laktalbumin ve laktoglobulin’ en kaynaklandığı kabul edilir.
Süt alerjisinin belirtileri
Süt alerjisinin belirtileri süt içildikten hemen sonra ortaya çıkar ve çok değişkendir. Hedef organ sadece deri, sindirim veya solunum sistemi olabilir fakat çoğu zaman birden fazla sistem olaya katılır. Süt alerjisinin mide-bağırsak sistemi belirtileri bulantı, kusma, kramp şeklinde karın ağrıları, ishal, karında şişkinlik ve gazdır. Deride ortaya çıkan belirtiler, ürtiker veya halk arasında kurdeşen adı verilen döküntüler ile egzamadır. Bazen yüzde ve göz kapaklarında şişme şeklinde ödemle beraber olan belirtiler de görülebilir.
Süt alerjisine bağlı solunum sistemi belirtileri, deri ve sindirim sistemininkilere göre çok daha nadirdir ve astım krizi veya alerjik nezle şeklinde görülür. Belirtiler, çoğu zaman da tek başına değil, diğer sistem bulguları ile birliktedir. Bebeklerin daha az bir kısmında ise anaflaksi adı verilen daha ağır bir tablo gelişir. Bu, süt içildikten hemen sonra ortaya çıkar. Yüz, dudaklar ve dilde şişme, hırıltı, nefes darlığı, kaşıntılı döküntüler, yaygın kabarıklıklar ve şiddetli kusma olur. Acilen müdahale edilmesi gereken bir durumdur.
Süt alerjisinin iki saatten sonra mesela 24 saat sonra da ortaya çıkan türleri de vardır ama bunların hemen tamamı gerçek manada alerjik tepki değildir. Bunlarda süte karşı yüksek IgE tespit edilmez ve bu tür tepkilersüt aşırı duyarlılığı veya süt hipersensitivitesi olarak adlandırılır.
Süt alerjisi nasıl teşhis edilir?
Tipik durumlarda süt alerjisinin teşhisi çok kolaydır. İnek sütünün kesilmesiyle belirtilerin kaybolması ve süte tekrar başlanmasıyla belirtilerin tekrar ortaya çıkması çok tipiktir. Kesin teşhis alerjik deri testi ile veya kanda süte karşı oluşan özel IgE sınıfı antikorların ölçülmesiyle konur.
Süt alerjisinin tedavisi
Süt alerjisinin kesin bir tedavisi yoktur ama bu ömür boyu devam eden bir hastalık da değildir. Çocukların yüzde 90’a yakınında 3 yaşından sonra bu duyarlılık kendiliğinden geçer. Belirtilerin çocuğu çok rahatsız ettiği durumlarda antihistaminik veya kortizon sınıfı ilaçlardan faydalanmak mümkündür.
Tedavinin temel prensibi inek sütünün ve sütten üretilen tüm besinlerin diyetten tamamen çıkarılmasından ibarettir. Özel bir ilacı yoktur. İnek sütü anne sütü ile beslenen çocuklarda tespit edilirse anne sütünün kesilmesi icap etmez. Annenin, inek sütü ve bundan üretilen besinleri yememesi kâfidir. İnek sütü alerjisi olan bebeklerde ek besinlere mümkün olduğunca geç başlanır. İnek sütü alerjisi olanlarda keçi, koyun veya manda sütüne karşı da alerji olma ihtimali yüksektir.
Mama ile beslenen bebeklerde ise inek sütünden üretilen mamaların kullanılmamalıdır. Bunlara inek sütündeki proteinlerin parçalanması ve bu suretle de alerji yapma özelliklerini kaybetmeleriyle hazırlanan hidrolize mamalar verilebilir. Diğer seçenek ise proteinlerin yapı taşları olan amino asitlerden hazırlanan mamalardır. Soya bazlı mamalar da vardır ama bebeklerde soyaya karşı alerji ihtimali de vardır; çok tercih edilecek bir amma değildir.
Tanımlamalar
Besin alerjisi: Yiyeceklerin sebep olduğu, immünolojik mekanizmalarla ortaya çıkan tepkilerdir. Bu kişilerin kanında, solunum ve sindirim sitemlerinde veya derisinde duyarlı oldukları besinlere karşı IgE sınıfından antikorlar bulunur. Bu antikorların varlığı, hem deri testleriyle ve hem de kandaki seviyeleri ölçülerek gösterilebilir.
Besin hipersensitivitesi: Besin alerjisine çok yakın hatta onunla eş anlamda kullanılan bir tabirdir. Besin hipersensitivitesi veya başka bir deyişle besin aşırı duyarlılığı IgE’ nin rolünün olmadığı alerjik tepkileri kapsar.
Besin entoleransı: İmmünolojik olmayan mekanizmalarla gelişen tepkiler ise besin entoleransı veya besin tahammülsüzlüğü olarak isimlendirilir. Laktoz entoleransı gibi.