1 sene süreyle her gün 50 mililitre nar suyu içenlerde boyun atardamarlarında aterosklerozun göstergesi olan intima-media kalınlığının yüzde 35 azaldığı gösterildi (1).
Araştırma kan lipit ve şeker değerleri, kan basıncı birbirine benzeyen ve aynı ilaçları kullanan 5’ i kadın 14’ ü erkek 19 hasta üzerinde gerçekleştirildi.
Bunlar rastgele iki gruba ayrılarak bir gruba 1 sene süreyle her gün 50 mililitre nar suyu verildi, diğer gruba verilmedi.
Nar suyu verilen gruptan 5 kişiye 3 sene daha nar suyu verilmeye devam edildi.
Kontrol grubunda 1 sene sonra karotis intima-media kalınlığının yüzde 9 oranında arttığı, nar suyu içenlerde ise 3 ay sonra yüzde 13, 6 ay sonra yüzde 22, 6 ay sonra yüzde 26 ve 1 sene sonra yüzde 35 nispetinde azaldığı görüldü.
Hastaların serum paraoksonaz 1 (PON1) aktiviteleri yüzde 83 artarken, serum LDL bazal oksidatif stres durumu yüzde 90 ve bakır iyonlarıyla indüklenen oksidasyona LDL duyarlılığı yüzde 59 azaldı.
Okside LDL’ ye karşı antikorlar yüzde 19 azaldı, serum total antioksidan durumu (TAS) yüzde 130 arttı.
Nar suyu grubunda 1 sene sonunda sistolik kan basıncı yüzde 12 azaldı.
Nar suyunun 1 seneden daha uzun süre içilmesinin lipit peroksidasyonunu yüzde 16 daha azaltması dışında ek bir faydası belirlenemedi.
Nar suyunun antioksidan etkisi var
Hayvanlarda yapılan deneylerde polifenol antioksidanların LDL oksidasyonunu ve köpük hücreli makrofaj oluşumunu baskıladığı ve ateroskleroz gelişimini azalttığı belirlenmişti.
Nar suyunda kuvvetli “tanin” ve “antosiyaninler” bulunuyor.
Nar suyu içenlerde “okside-LDL’ ye karşı oluşan oto-antikorların” ve “paraoksonaz 1 (PON1) enziminin” azalması oksidatif stresin de azaldığını gösteriyor.
Aterosklerozun “lipit peroksidasyon hipotezine” göre, damar sertliğinde kan lipitlerinin seviyesi değil bunların niteliği (okside olup olmadıkları) önemlidir.
Nar suyu içenlerin kan basınçlarının 1, 3, 6, 9 ve 12 ay sonra sırasıyla %7, %11, %10, %10 ve %12 düştüğü belirlendi.
Kan basıncındaki bu azalma nar suyunun aterosklerozun temel patolojilerinden olan “endotelial disfonksiyonu” da düzelttiğinin işareti olarak değerlendirilebilir.
Gelelim neticeye
Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar bir ilaç ile edilmiş olsaydı yer yerinden oynardı.
BİR: Çok az sayıda kişi üzerinde gerçekleştirilen bir çalışmadan randomize de olsa kesin bir yargıya varılması doğru değildir.
İKİ: Bu çalışma nar suyu yerine narın yenmesiyle yapılsaydı sonuçlar mutlaka daha da iyi olurdu.
ÜÇ: Nar elbette faydalı bir meyvedir ama tek bir gıdadan mucizeler yaratmasını beklemek yanlıştır.
DÖRT: Önemli olan sağlıklı gıdaların tümünü mâkûl miktarlarda tüketmek ve sağlıklı yaşamanın tüm unsurlarını yerine getirmektir.
Kaynak: