Kahve kalp hastalıklarından kansere ve kemik erimesine pek çok hastalığın sebebi olmakla suçlanır. Ama bu iddiaların asılsız olduğu son zamanlarda yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır, günde en fazla 3 bardak olmak koşuluyla kahvenin sağlıklı bireyler için bir tehlikesi yoktur, tersine sabah kahvenizin sandığınızdan daha yararlı olduğunu söyleyebiliriz. Kahve hastalıklarla savaşan antioksidanlar açısından zengin bir kaynaktır. Tip 2 diyabet, kolon kanseri, karaciğer kanseri, safra taşı, Parkinson gibi hastalıkları önleyebildiği gibi diş çürüklerini azaltabildiği, sportif performansınızı arttırdığı, ruh halinizi düzelttiği, baş ağrısını kestiği bilinen faydalarıdır.
Kahve aynı zamanda Alzheimer hastalığı da dahil olmak üzere bunama riskini azaltır. Düzenli olarak günde bir kaç bardak kahve tüketenlerin hiç içmeyen veya ara sıra içenlere göre %65 daha az bunama belirtileri gösterdiği görülmüştür. İlerleyen yaşlarda yemek sonrası düşük tansiyon sonucu oluşan baş dönmesini de önler.
Peki kahveye bu süper güçleri veren besin maddeleri nelerdir?
Kahve taneleri hastalıkları tahrip eden Kinin adlı antioksidanları içerir. Kinin kavrulduğunda daha da etkili olur. Bu antioksidan aynı zamanda kahvede bulunan magnezyum ile aynı etkiyi göstererek kan şekeri seviyelerini düzenler ve tip 2 diyabet riskini düşürme etkisi gösterir.
Kahve antioksidan içerse de, bu aşırı tüketimi için bir bahane olmamalı. Sebze ve meyve açısından zengin bir beslenme düzeniyle çok daha çeşitli antioksidan alabilirsiniz.
Kahvede bulunan bir antibakteriyel bileşik olan trigonellin, sadece kahveye o muhteşem aromasını vermekle kalmaz, diş çürümelerini engellemede de etki gösterir.
Kafein kahvenin sağlığımıza faydaları olan ve en bilinen içeriğidir. Kafein merkezi sinir sistemini, kalp ve kasları harekete geçirerek etkisini gösterir. Zihinsel olarak uyanık ve kıvrak olmanızı sağlar. Gün içerisinde kontrollü şekilde kafein içeren içecekler tüketmek dikkati ve net düşünmeyi arttırır. Uykusuzluk durumunda sportif faaliyetlerde daha dinç olmanızı sağlar. Kafein Parkinsonu geciktirip yavaşlattığı gibi, pek çok başağrısı ilacında bulunmasından da tahmin edebileceğiniz gibi baş ağrısını da önler.
Kafein merkezi sinir sistemimizi harekete geçirir ve düzenli kullanımı fiziksel bağımlılık yaratır. Ama fiziksel, sosyal ve ekonomik açıdan diğer bağımlılık yapan maddelerin insanda yarattığı etkiyle karşılaştırılamaz bile. Aynı şekilde kafein tüketmeyi bıraktığınızda baş ağrısı, uyuşukluk, anksiyete, asabiyet, depresif ruh hali, konsantrasyon zorluğu gibi belirtiler görülse de, sadece bir kaç kötü gün geçirirsiniz, uyuşturucu ve alkol yoksunluğundaki zararlı etkiler görülmez. Yine de araştırmacılar kafeinin bir çeşit ilaç olduğunun unutulmamasını ve iyi bir uyku veya sağlıklı beslenmenin yerine geçirilmesinin oldukça sağlıksız olduğunu vurguluyorlar.
Kafein uykusuzluğa yol açar mı?
Vücudumuz kafeini çok çabuk absorbe eder, ama aynı hızda da vücuttan atılır. 8 ila 10 saat içerisinde kafeinin %75’i vücuttan atılır, bu yüzden sabah içtiğiniz kahvenin gece uykunuza bir etkisi olmaz. Metabolizma hızı kişiden kişiye değişse de, iyi bir uyku için uyumadan en az 6 saat önce kahve içmeyi bırakmalısınız. Uykusuzluğun yanı sıra kafeinin yan etkisi olarak bazı kişilerde asabiyet ve sindirim sisteminde rahatsızlık oluşmasıyla da uyuyamamanıza neden olabilir.
Aşırı kahve tüketiminin ne gibi zararları vardır?
Uzmanlar günde 3 bardaktan fazla çay ve kahve içilmemesini öneriyorlar. 55 yaşın altında ve günde 4 veya daha fazla bardak kahve tüketenlerin daha az tüketenlere göre daha kısa bir ömür sürdüğü ortaya çıkmıştır.
Pek çok insan günde iki fincan kahveyi sorunsuz tüketebilir. Ama bundan fazlası asabiyete, kalp atışının hızlanmasına, çarpıntıya ve uykusuzluğa neden olabilir. Sabah içmediğinizde ise kafein yoksunluğuna bağlı baş ağrıları yaşayabilirsiniz.
Potansiyel faydalarına rağmen, yüksek miktarda kafein tüketmenin tersine zararlı etkileri olacaktır. Aşırı kafein tüketmek yüksek tansiyon, uykuya dalmada zorluk, genel sinirlilik gibi sorunlara yol açabilir.
Her fincan kahve 5 mg kalsiyum kaybetmenize yol açar. Kahvenizi sütlü içerek bunu telafi edebilirsiniz.
Kahve içerek çok kalori almazsınız, tabi içine başka şeyler eklemediğiniz sürece. Bir fincan sade kahve sadece 7 kalori içerir. Ama siz üzerine süt, şeker vs gibi eklemeler yaptıkça diyetiniz için tehlikeli olmaya başlar.
Hamile kadınlar, çocuklar, kalp hastalığı veya peptik ülseri olanlar ve ileri yaştaki insanların kafeinin etkilerine karşı daha zayıf oldukları ve kafein tüketmemeye dikkat etmeleri tavsiye edilir.
Kafein fazla kalsiyum atılmasına neden olduğundan kemikler için zararlı sayılır. Hassas bünyeli insanlarda, çocuk ve gençlerde fazla kafein tüketimi ishal, reflü ve mide yanmasına neden olabilir. Hem normal hem de kafeinsiz kahve mide yanmalarını daha da kötüleştirecek asitler içerir.
Kahve, çay, sıcak çikolata veya kafeinli diğer içecekler düşük dozlarda daha dikkatli ve enerjik olmanızı sağlarken, yüksek dozlarda tüketildiğinde anksiyete, asabiyet ve uykusuzluğa neden olabilir. Uzun süreli yüksek dozda tüketilmesi böbreküstü bezleri zayıflatır, hayati önem taşıyan besin maddelerini tüketir ve hormon düzenimizi bozar.
Kahve ve çay bazen günlük tavsiye edilen sıvı ihtiyacına dahil edilse de, kafein diüretiktir, yani idrar sırasında daha fazla sıvı atılmasına ve vücudun susuz kalmasına neden olur. Çok fazla kafein tükettiğiniz zamanlarda bol su içmeye dikkat edin.