Son yıllarda obezite, diyabet ve bunlara bağlı kalp rahatsızlıklarının görülme sıklığı özellikle gelişmiş ülkelerde giderek artıyor. Sağlıklı beslenmede önemli bir yer tutan deniz ürünleri aynı zamanda bu hastalıkları önleme konusunda da başarılıdır. Mineral, vitamin, protein ve faydalı yağ asidi açısından zengin olan deniz ürünlerini haftada en az iki kere tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Deniz ürünlerinin faydalarına ve hangi hastalıklara karşı kullanıldığına yakından bakalım:
Düşük oranda yağ
Kilo vermek isteyenler için, deniz ürünleri mükemmel bir besin kaynağıdır, tüm kırmızı ve beyaz etlerden daha düşük oranda yağ içerir. Doymuş yağ oranı ve protein açısından zengin olduğu gibi, diğer et ürünlerine nazaran düşük bağ doku miktarına sahip olduğu için sindirimi daha kolaydır yok denecek kadar az karbonhidrat içerir.
Düşük kolestrol
Çok fazla doymuş yağ tüketirsek, kolestrol oranlarımız yükselebilir. Deniz ürünleri az yağ içerdiği gibi, bu yağın büyük bir kısmı doymuş yağlardan oluşur. Haftada iki veya üç kere balık tüketmek kolestrolü ve kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olur.
Zengin protein kaynağı
Deniz ürünleri kaliteli protein açısından mükemmel bir kaynaktır. Protein, dokuların onarılmasında ve yeni dokuların yapılanmasında vücudumuz tarafından kullanılmaktadır.
Selenyum, Çinko, Potasyum, İyot ve Fosfor gibi minerallerin yanı sıra özellikle D ve B vitaminleri başta olmak üzere vitamin açısından da zengindir. A, E ve K vitamini de balık etinde ve yağlarında bulunur. Bu vitaminler büyüme ve gelişme için gerekli olduğundan özellikle çocuk beslenmesinde deniz ürünlerinin tüketilmesi önemlidir. Tüm gıdalar arasında en iyi D vitamini kaynağı balıktır.
Sağlıklı bir beden
Kutuplarda yaşayan ve ana besin kaynağı balık olan Inuit yerlilerinin kalp hastalığına yakalanma oranının çok düşük olması tesadüf değil. Deniz ürünlerinin doymuş yağ oranı çok düşüktür ve yüksek miktarda Omega-3 ve Omega–6 yağ asitleri içerir, bunlar sayesinde kalbi hastalıklardan korur ve kandaki kolestrol miktarını düşürür. Özellikle Somon, Sardalya ve Ton Balığı gibi yağlı, soğuk su balıklarını tüketmek ani ve ölümcül kalp krizi riskini azaltır. Omega–3 yağ asitleri ile önlenebilen veya etkileri hafifletilebilen hastalıklar; Koroner kalp hastalıkları ve felç, yeni doğanlarda yağ asidi yetersizlikleri, Lupus gibi otoimmün hastalıkları, Crohn hastalığı, meme, kolon, prostat kanserleri, hipertansiyon, romatoid artrit, alzheimer ve astımdır. Balık yemek dolaşım sisteminizi düzenler ve Tromboz riskini düşürür.
Keskin gözler
Zengin yağ asitleri gözlerin parlak ve sağlıklı olmasını destekler. Balık ve deniz kabukluları Retinol adlı gece görüşünü güçlendiren bir A Vitamini de içerir.
Derin bir nefes
Araştırmalar deniz ürünlerinin ciğerlerimizi korumaya yardımcı olduğunu göstermiştir. Çocuklarda astımın etkilerini azalttığı gibi, önlemede de yardımcı olmuştur. Yüksek miktarda balık tüketmek balık tüketmeyenlere göre daha sağlıklı ve güçlü ciğerlere sahip olmanızı sağlar.
Hayata bakışınızı aydınlatır
Doğal bir anti depresan olarak da etkilidirler. Araştırmalar düşük Omega 3 seviyelerinde depresyon riskinin yüksek olduğunu göstermiştir. Mevsimsel depresyon ve doğum sonrası depresyondan korunmaya da yardımcı olur.
Şahane bir cilt
Omega-3’ün UV ışınlarının zararlı etkilerine karşı cildi korumasının yanında, düzenli balık tüketmek Egzama ve Sedef hastalığının etkilerini azaltır. Esnek ve sıkı bir cilde sahip olmamızı sağlayan Kolajeni de balık yiyerek vücudunuza sağlayabilir, cilde sürerek az miktarda etkisini görebildiğimiz pahalı kremler yerine güzel bir balık sofrası kurmayı tercih edebilirsiniz.
Beyin gücünüzü arttırır
İnsan beyni %60 yağdan oluşur, büyük bir kısmı da Omega-3’tür. Büyük ihtimalle bu yüzden, düzenli deniz ürünü tüketenlerin ileri yaşlarda hafıza ve unutkanlık sorunuyla daha az karşılaştığı görülür. Aynı zamanda çocuklarda da konsantrasyon ve okuma yeteneklerini de olumlu etkilediği görülmüştür.