Beslenme, uyku, aktivite ve ruhunuzun huzur, haz ve eğlence isteklerine dikkat ederseniz, daha güzel ve özel bir hayatınız olacağından, daha az hastalanıp daha zinde bir hayat süreceğinizden emin olabilirsiniz.
Dünyamızın sorunları bitmiyor, bitecek gibi de görünmüyor. Dahası mevcut sorunlara her gün yenileri eklenip yaşamımızı daha tatsız-tuzsuz, karmaşık ve zor hale getiriyor. Ufukta yeni ve farklı bir hayat var ve bu yeni hayatın dayattığı gelişmeler bizi yalnızlaştırıyor, ötekileştiriyor, aidiyetlerimizden koparıp paniğe ya da depresyona yönlendiriyor, gerginliğimizi, bunaltılarımızı, iç kanamalarımızı çoğaltıyor. İşte bu nedenle, “iyi hayat” a her zamankinden çok ihtiyacımız var. Bu günlerde enseyi karartmamak, “ört ki ölem” durumundan uzaklaşıp kendimize her zamankinden daha iyi ve daha çok bakmak zorundayız. İyi hayatın bir adı da “kaliteli hayat”. İkisi aynı şey mi değil mi emin değilim ama ben “iyi hayat” tanımını beğeniyorum. Bu belki, “kaliteli hayat” a göre onu daha mütevazı, yalın, sıcak ve basit bulmamla ilgili olabilir. Tam olarak emin değilim. Önüne ister “iyi” ister “kaliteli” sözcükleri gelsin fark etmiyor. Söz konusu “hayat” olunca bilmemiz gereken iki şey önümüze çıkıveriyor: Birincisi, “iyi hayat” kavramının sadece para-pulla, varlık-yoklukla bağlantılı olmadığı, ikincisi de iyi hayatın yol haritasının çok da karmaşık çizilmediği. İyi hayat, hayatın özü olan dört ana süreci (beslenme, uyku, aktivite, ruhun huzur ve eğlence isteklerini yerine getirmek) iyi yönetip ayarında ve dozunda götürebilmek, “ifrat-tefrit” tehlikesinden uzak tutup “makul”de durabilmek ve hayata ilişkin risklerimizi (sağlık, sosyal, çevresel ve ekonomik) doğru yönetebilmekle ilgili bir şeydir. Bu konuda bilmemiz ve uygulamamız gereken pek çok şey olduğunu düşünüyorum.
Üç Temel Faktör
Nasıl bir hayat yaşadığınızı –ve yaşayacağınızı- belirleyen üç temel faktör var: Genetik mirasınız, nasıl bir çevrede yaşadığınız ve nasıl bir hayat sürdürdüğünüz. Bu üç faktörün birbirlerini etkilediğini de unutmayınız. Bu üçlüden özellikle biri için yapabilecek şeyler sınırlıdır: genetik miras! Eğer kötü bir genetik mirasınız varsa daha dikkatli olmak zorundasınızdır. İşin iyi tarafı genetik miras değişmez bir kader değildir. Doğru planlanmış yaşam tarzı değişiklikleri ile zararı minimuma indirilebilir. Genetik mirasın olumsuzlukları, iyi bir çevrede, iyi yaşam tarzı alışkanlıkları geliştirilerek, zehirli bir çiçek açmadan veya bozuk bir meyveye dönüşmeden, tohum halinde kalabilir. Tersine, mükemmel bir genetik miras –tıpkı ekonomik miraslar gibi- kötü çevre koşulları ve berbat yaşam tarzı alışkanlıkları ile har vurup harman da savrulabilir. Çevre, diğer bir belirleyicidir. Yaşadığınız yerin havası, suyu, ısısı, rutubeti, dağlık ya da çöl oluşu, deniz seviyesinde ya da yayla yüksekliğinde bulunması, kimyasal zehirlenmeden, radyoaktif kirlenmeden, elektromanyetik etkilerden ne oranda nasiplendiği de hayatınızı etkiler. “Çevre-hayat ilişkisi” ni içtiğiniz su, yaşadığınız ev, çalıştığınız iş yerinin sağlıklı olup olmadığı gibi daha alt parametrelere de indirgeyebilirsiniz. Arsenik yüklü bir suyu yıllarca içerseniz günün birinde mesane kanserine, asbest yüklü bir havayı aylarca solur veya radon gazı kaynayan bir evde yaşarsanız akciğer kanserine, yüksek gerilim hatlarına yakın bir bölgede oturuyorsanız beyin tümörlerinden birine yakalanma ihtimaliniz fazladır.
Yaşam Tarzı Önemli
Bu ikisinden çok daha önemli olanı ise yaşam tarzı seçimlerinizdir. “Nasıl besleniyorsunuz? Neleri, ne zaman, ne kadar, nelerle birlikte yiyip içiyorsunuz?” hayat tarzı seçimlerimiz söz konusu olduğunda aklımıza gelen ilk sorulardır ve “beslenme” iyi yaşamı belirleyen temel oyunculardan biridir ama bir şartla: Eğer sadece bedeni değil, ruhu da nasıl beslediğinize dikkat ederseniz. Her güne “böğürtlen ya da yaban mersini taneleri eklenmiş organik yoğurtlu yulaf kepeği” yiyerek başlayan “pür dikkat” biri de olsanız, her sabaha mutsuz, depresif, endişeli ve gergin başlıyorsanız eğer, ne böğürtlen ve yaban mersinindeki antioksidanlar, ne yulaftaki posa yükü, ne de organik süzme yoğurdun probiyotik ve protein gücü size iyi hayatı garanti edemez. “Ruhunuzu da iyi beslemeniz, onun da vitamine (eğlence, keyif, haz), minerale (heves, iyi beklentiler), proteine (aidiyet, çoğalma duygusu), yağa (teşvik, moral, sohbet, dokunma, okşanma), karbonhidrata (sevgi, şefkat) ihtiyacı olduğunu unutmamanız lazımdır. Bitmedi! Tıpkı beden gibi ruhun da bazı şeylere tepki gösterdiğini (korku, endişe, güvensizlik), bazı şeylere alerjisi olduğunu (ötekileşme, yalnızlaşma, eleştirilme) unutmamanız da şarttır. Özetle, iyi hayatın iki temel belirleyicisinden biri bedeni beslemekse diğeri de ruhu beslemek olmalıdır. Yaşam tarzı seçimlerinizi belirleyecek diğer iki faktör de “uyku” ve “aktivite” dir.
Önemli
Sağlığın üç temel faktörü:
- Genetik miras
- Çevre koşulları
- Yaşam tarzı seçimleri
Unutmayın
Yaşam tarzında 4 temel faktör:
- Beslenme
- Aktivite/Egzersiz
- Uyku kalitesi
- Ruh sağlığı
Not Alın
Günün Özeti
“Ruh olmadan tıp, beden olmadan psikoloji olmaz.” Jakob von Uexküll/biyoloji felsefesinin babası.
Uyku Kalitesi
Uyku, beden ve ruh için bir “mola alma, dinlenme, yırtığını-söküğünü tamir etme, eksiğini-gediğini giderip kendini yenileme” fırsatıdır. Bu fırsatı çok ama çok iyi kullanmalısınız. İyi kullanmakla da kalmamalı, mümkünse altın tepsiler içinde sunmalısınız. Bunun açık anlamı şudur: Sadece “ne süre ile uyuduğunuz” değil, “nasıl uyuduğunuz” da tıpkı “ne miktarda yediğiniz” kadar “neler yediğiniz” in de önemli olması gibi mühim bir ayrıntıdır. Horlama seansları, apne atakları, tuvalet molaları, terleme ve kâbus dolu rüyalarla geçen bir uyku sekiz değil on sekiz saat de sürse işe yaramaz. İstenilen faydayı verip, umulan dinlenmeyi sağlamaz. Hatta sizi yorar bile! Ertesi sabaha, güzel güzel uyuyup zımba gibi uyanmış değil, gece boyunca direksiyon sallamış bir TIR şoförü kadar yorgun uyanırsınız.
Aktivite
Aktivite konusu en az “yiyip içmeniz”, en az “ruhu keyifli, mutlu ve dingin tutmanız” , en az “güzel güzel ve mışıl mışıl uyumanız” kadar önemlidir. Onun da kendine özgü “püf noktaları”, “doğruları, yanlışları, hassasiyetleri, olmazsa olmazları” vardır. Benim önerim bedeninizin sürekli ve düzenli olarak hareket etmek üzere programlanmış olduğunu unutmamanız, aktivitenin beden ve ruh için bir ilaç görevi üslendiğini bilmenizdir. Düzenli aktivite sadece bedene değil, antistres ve antidepresan etkileri ile ruha ve uykuya da ciddi faydalar sağlar.
Ve Sonuç
Kısacası, nasıl bir genetik mirasa sahip olduğunuz da, nerede yaşadığınız da önemlidir ama nasıl bir hayat seçtiğiniz yani hayatınıza ilişkin ne gibi kararlar verip bunları içselleştirip içselleştiremediğiniz çok daha etkili bir “iyi hayat” belirleyicisidir. Hayat tarzı seçimlerinizden dördü ise çok mühimdir: “Beslenme, huzurlu hazlar edinme, uyku ve aktivite.” Beslenmenize, uykunuza, aktivitenize ve ruhunuzun huzur haz ve eğlence isteklerine dikkat ederseniz daha güzel ve özel bir hayatınız olacağından, daha az hastalanıp daha zinde bir hayat süreceğinizden emin olabilirsiniz.
Kaynak: