İlkbaharın yaklaşmasıyla; soframıza, herkesin severek tüketebileceği şifa deposu bir sebze olan semizotu geldi.
Herkesin severek tüketebileceği diyorum; çünkü semizotunun yoğurtlu salatasından tencere yemeğine, kısırlı garnitüründen çorbasına kadar hemen her damak zevkine uyacak bir tarifi mevcut.
Peki gelin hep beraber semizotunun neden tam bir şifa deposu olduğuna göz atalım.
Toprağın bize hediye ettiği bu yararlı besin maddesinin, hangi hastalıklara iyi geldiğini ve vücudumuzdaki hangi bölgelere yarar sağladığını öğrenelim.
Öncelikle belirtmek gerekirse, uzmanlar semizotunun çiğ olarak tüketilmesinin daha yararlı olduğunu; böylece sebzenin ihtiva ettiği besin değerinin, vücuda daha büyük oranda kazandırılabildiğini söylüyorlar.
100 gr. taze semizotunun içerdiği besin değerlerine bakacak olursak, bu şifa deposu sebzenin içerisinde; 32 kalori, 2 gr. protein, 3,8 gr. karbonhidrat, 0 kolesterol, 0,4 gr. yağ, 1,4 gr. lif, 4 mgr. fosfor, 40 mgr. kalsiyum, 0,2 mgr. demir, 80 mgr. sodyum, 45 mgr. potasyum, 180 IU A vitamini, 0,04 mgr. B1 vitamini, 0,03 mgr. B2 vitamini, 0,03 mgr. B6 vitamini ve 8 mgr. C vitamini bulunduğunu görürüz.
Yukarıdaki tabloyu vermemin bir sebebi de semizotunun yararlarının bu değerlere bakılarak kolayca ispat edilebilmesidir.
Yüksek oranda lif içermesi sebebi ile semizotu, kabızlık ve zayıflama konularında oldukça yararlıdır.
Yağ, karbonhidrat ve kolesterol oranları oldukça düşük olan bu mucizevî sebze; hasta, yaşlı ve diyet yapan kişiler için korkmadan tüketebilecekleri sağlıklı bir besin alternatifidir.
Yeşil yapraklı bir sebzeden beklenmeyen oranda Omega 3 içeren semizotu, bu konuda neredeyse balıkla aşık atacak düzeydedir.
Omega 3’ün ise gut hastalığına iyi geldiği, vücuttaki ağrıları azalttığı ve bağışıklık sistemini desteklediği bilinmektedir.
Ayrıca bu yararlı sebzenin, şeker hastalarının susuzluğunu azalttığı da belirtilen diğer yararlarındandır.
Demir ve bol vitamin içermesi sebebi ile semizotu, genel olarak kanla ilgili hastalıklara iyi gelmekte ve bilhassa kan yapıcı ve kanı temizleyici özellikleriyle öne çıkmaktadır.
Semizotunun bol idrar söktürdüğü, sinir krizlerini ve beyin yorgunluğunu geçirdiği ve böbrekteki kum ve taşların dökülmesini kolaylaştırdığı da bilinen diğer faydaları arasındadır.
Yazın sofralarımızda bolca yer verebileceğimiz semizotunun yoğurt, tuz ve zeytinyağı eklenerek çiğden hazırlanan salatası; hem bilhassa et yemeklerinin yanında güzel bir garnitür yerine geçmekte, hem de sebzeyi çiğ ve en sağlıklı haliyle tüketebilmek için iyi bir tarif alternatifi oluşturmaktadır.
Sebzeleri çiğ tüketmeyi sevmem ya da salata sevmem diyenlerden iseniz pirinç, domates, havuç ve zeytinyağı ile semizotu yemeği pişirebilir ve bu sağlık deposu sebzeyi öğünlerinizde zevkle tüketebilirsiniz.
Semizotunun, mevsiminde ve en taze biçimde tarladan mutfağınıza gelmesini istiyorsanız; Tazemasa’ya göz atabilir ve taptaze pratik alışverişin keyfini çıkarabilirsiniz.