ÇAĞLA BADEM: En sevdiğim meyveye kavuşmanın heyecanını yaşıyorum. Ekşimsi tadıyla damağımı bayram yerine çeviren çağla bademin Gaziantep Mutfağı’nın en gözde malzemelerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Ne demek istediğimi anlamak için, bugünlerde bir Gaziantep lokantasına gidip, “Çağla Aşı” yemenizi öneririm. Yalnız dikkatli olun, bu yemek lezzetiyle damağınızı çatlatabilir.
AVAKADO: Bu meyvenin tarif edemediğim yağlı lezzeti, damağımda unutulmaz tatlar bırakır. En çok salatasını severim. Çekirdeğini çıkardıktan sonra içini çatalın arkasıyla bir güzel ezerim. Üstüne, zeytinyağı, limon, sarımsak ve tuzla yaptığım sosu döküp, afiyetle yerim. Geçenlerde Mersin’de tatlısını da yedim. Gayet basit: Çekirdeği çıkartılmış avakadonun içine bir miktar fındık konuyor, üstüne de biraz bal gezdiriliyor, o kadar. Çok lezzetli, çok basit.
MOZARELLA: En sevdiğim peyniri artık taze taze tüketebileceğimi öğrenince çocuklar gibi sevindim. Çünkü bir girişimci Kandıra’da bir manda çiftliği kurmuş, taze mozarella, kaymak ve yoğurt üretmeye başlamış. Mandalar Napoli’den getirilmiş. Onların sütlerini peynire dönüştüren ustalar da Napoli’den. Yani Mozarellayı işi bilenler yapıyor artık. Meraklılara: Markanın adı Buffa
KUŞKONMAZ: Bu muhteşem sebzenin tam zamanı. Hasatı geçen hafta başladı. Kuşkonmaz adeta bir vitamin ve mineral deposu. Yani her derde deva. Ben salatasına bayılırım. İnce kuşkonmazları 5 dakika kadar haşladıktan sonra hemen buzlu suya atarım. 2 dakika sonra çıkartıp, üstüne taze çekilmiş tane karabiber, tuz, biraz limon suyu ve sızma zeytnyağı gezdiririm. Bu salatanın lezzetine doyum olmaz. Aman tazesini kaçırmayın.
SÜTLÜ KÖY ERİŞTESİ: Yemeye bir türlü doyamadığım bir hamur işi. Babaanemin evde kestiği eriştelerin tadını hiç unutamam. En çok keşli, cevizli sosla yapılanı severim. Erişteler kıvamında haşlanır. Bir tavanın içine tereyağı, havanda dövülmüş ceviz içi ve keş adı verilen kurutulmuş yoğurt konur. İyice kavrulduktan sonra eriştenin üstüne dökülür. Ne demek istediğimi anlamanız için bu yemeği yapmanız gerekir.
