İltihaplarla savaşan özelliğe sahiptir
Enflamasyon (yangı veya iltihaplanma) inanılmaz derecede önemlidir. Vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşmasına ve doku hasarını onarmasına yardımcı olur. Bununla birlikte, iltihap kronik olduğunda sorun olabilir. Tarçın bu konuda faydalı olabilir. Çalışmalar bu baharat ve antioksidanlarının güçlü bir antienflamatuar özelliğe sahip olduğunu göstermektedir.
Tarçın kalp hastalığı riskini azaltabilir
Tarçın, dünyanın en yaygın erken ölüm nedeni olan kalp hastalığı riskini azaltabilir. Tip 2 diyabetli insanlarda, günde 1 gram veya yaklaşık yarım çay kaşığı tarçın, kan belirteçleri üzerinde faydalı etkilere sahip olduğu gösterilmiştir. Total kolesterol, “kötü” LDL kolesterol ve trigliserit düzeylerini azaltırken, “iyi” HDL kolesterol sabit kalmaktadır. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, günde sadece 120 mg tarçın dozunun bu etkileri olabileceği sonucuna varmıştır. Bu çalışmada, tarçın da “iyi” HDL kolesterol seviyelerini arttırmıştır. Hayvan çalışmalarında ise tarçın kan basıncını düşürdüğü gösterilmiştir. Birleştirildiğinde, tüm bu faktörler kalp hastalığı riskinizi büyük ölçüde azaltabilir.
Dokuların insüline duyarlılığını artırabilir
İnsülin, metabolizmayı ve enerji kullanımını düzenleyen kilit hormonlardan biridir. Kan şekerini kan dolaşımınızdan hücrelerinize taşımak için de önemlidir. Sorun, birçok insanın insülinin etkilerine karşı dirençli olmasıdır. Bu, insülin direnci, metabolik sendrom ve tip 2 diyabet gibi ciddi durumların bir işareti olarak bilinir. Tarçın bu önemli hormonun işini yapmasına yardımcı olarak insülin direncini önemli ölçüde azaltabilir. İnsülin duyarlılığını artırarak, tarçın sonraki bölümde anlatıldığı gibi kan şekeri seviyesini düşürebilir.
Kan şekeri düzeylerini düşürür
Tarçın, kan şekeri düşürücü özellikleri ile bilinir. İnsülin direnci üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra, tarçın kan şekerini diğer birçok mekanizma ile azaltabilir. İlk olarak, tarçının yemekten sonra kan dolaşımınıza girerek glikoz miktarını azalttığı gösterilmiştir. Bunu, sindirim sisteminizdeki karbonhidratların parçalanmasını yavaşlatan çok sayıda sindirim enzimini engelleyerek yapar. İkinci olarak, tarçının içindeki bir bileşik, insülini taklit ederek hücreler üzerinde etkili olabilir. Bu, insülinin kendisinden çok daha yavaş davranmasına rağmen, hücreleriniz tarafından glikoz alımını büyük ölçüde artırır.
Nörodejeneratif hastalıklar üzerine faydalı etkilere sahip olabilir
Nörodejeneratif hastalıklar, beyin hücrelerinin yapısının veya fonksiyonunun ilerlemeli kaybı ile karakterize edilir. Tarçında bulunan iki bileşiğin, beyinde tau adı verilen ve Alzheimer hastalığının işaretlerinden biri olan bir protein birikimini engellediği görülmektedir. Tarçının hayvan çalışmalarında Alzheimer ve Parkinson hastalığına yönelik çeşitli gelişmelere yol açtığı gösterilmiştir. Ancak insan araştırmaları henüz eksiktir.
Kansere karşı korur
Tarçın, kanser önleme ve tedavisinde potansiyel kullanımı için yaygın olarak çalışılmıştır. Genel olarak, kanıtlar tarçın ekstrelerinin kansere karşı koruma sağlayabileceğini gösteren tüp ve hayvan çalışmaları ile sınırlıdır. Kanser hücrelerinin büyümesini ve tümörlerde kan damarı oluşumunu azaltarak etki gösterir ve kanser hücrelerine toksik gibi gözükerek hücre ölümüne neden olur. Hayvanlar üzerinde yapılan bir araştırmada, tarçın, kolondaki detoksifiye edici enzimlerin güçlü bir aktivatörü olduğunu ortaya koydu, bu da kanser gelişimine karşı koruyucu olmuştur. Bu bulgular, tarçının insan kolon hücrelerinde koruyucu antioksidan tepkileri harekete geçirdiğini gösteren deneylerle de desteklenmiştir.
Mantar enfeksiyonlarıyla mücadeleye yardımcı olur
Tarçın ana aktif bileşenlerinden biri olan Cinnamaldehyde, çeşitli enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olabilir. Cinnamaldehyde, enfeksiyonları azaltabilen ve diş çürüğü ve ağız kokusuyla mücadeleye yardımcı olabilecek antifungal ve antibakteriyel özelliklere sahiptir.
HIV virüsüyle mücadeleye yardımcı olabilir
HIV, bağışıklık sisteminizi yavaşça parçalayan ve tedavi edilmediğinde sonunda AIDS’e yol açabilecek bir virüstür. Cassia çeşitlerinden elde edilen tarçın, HIV virüsünün insanlarda en yaygın türü olan HIV-1’e karşı savaşmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir. Tarçın sağlık için yararları olabilmektedir, ancak Cassia, kumarin içeriği nedeniyle büyük dozlarda sorunlara neden olabilir. Seylan (“gerçek” tarçın) bu konuda çok daha iyidir ve çalışmalar kumarin açısından Cassia çeşidinden daha düşük olduğunu göstermektedir.
Tarçının olası yan etkileri nelerdir?
Her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi tarçının da günde 2,5 çay kaşığından fazla tüketilmesi bazı yan etkilere neden olabilir.
Karaciğer için zararlı olabilir.
Kanser riski oluşturabilir.
Ağızda yaralara sebep olabilir.
Kan şekerini düzenlemesi bir fayda olarak görülse de fazla tüketimi durumunda tarçın kan şekerinin fazla düşmesine neden olabilir ve bu da pek çok sağlık problemini beraberinde getirir.
Kullandığınız herhangi bir ilaç varsa doktorunuza danışmadan tarçın tüketmemeniz önerilir. Örneğin, kasia tarçın yüksek miktarda kumarin içerir, bu da yüksek miktarlarda tüketildiğinde karaciğer toksisitesine ve hasar görmesine neden olabilir. Karaciğerinizi etkileyebilecek, parasetamol, asetaminofen ve statinler gibi ilaçları kullanıyorsanız, fazla tarçın karaciğer hasarını artırır. Ayrıca, tarçın kan şekerinizi düşürmenize yardımcı olabilir, bu nedenle şeker hastalığı için ilaç kullanıyorsanız, tarçın bu ilaçların etkisini arttırabilir ve kan şekerinizin aşırı düşmesine sebep olabilir. Kumarinin yüksek miktarda bulunması, kan sulandırıcı etkisi nedeniyle kanama riskini artırabileceği, özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananlarda ciddi risk artışına sebep olacağı bildiriliyor.
Hamile ve emziren kadınlar için tarçın tüketimi ile alakalı henüz kanıtlanmış bir çalışma yoktur.
Günlük kullanım dozu nedir?
Kasia tarçın zengin kumarin kaynağıdır. Seylan tarçın ise yalnızca iz miktarda kumarin bulunur. Günlük tüketim dozunu belirlerken tüketilen tarçının çeşidi de çok önemlidir fazlasıyla dikkat edilmelidir. Ne yazık ki, çok sayıda çalışma, fazla tüketilen kumarinin, karaciğer toksisitesi ve hasara neden olabileceğini bulmuştur. Seylan tarçınının bir gramında 0,1 miligram kumarin varken, Çin tarçınında 3,8 miligram. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından yapılan değerlendirmede 70 kiloluk bir birey için günlük en fazla alınabilecek kumarin miktarı 7 miligram olarak belirlenmiş.