Sevgililer Günü yaklaştıkça, hediyelerden çok o akşam birlikte yenecek yemeğin önemini farketmeye başlarız. Bu özel günde yemekleri kendiniz hazırlamaya karar verdiyseniz, ince eleyip sık dokuyarak özel bir menü oluşturmalısınız. Evde hazırlayacağınız romantik Sevgililer Günü yemeğinde tüm duyuları harekete geçirmek için neler yapılabilir?
Görsellik, tat ve kokuyu ön plana çıkarmak sevgilinizin kalbini hoplatacak bir yemek hazırlamak için iyi bir başlangıçtır. Güzel sözler ve mutlu bir gülümseme ile hiç bir yemek kıyaslanamaz. Ama bir de bu küçük mutluluklara enfes kokan bir yemeğin ve tatlının eşlik ettiğini düşünün, birlikte yiyeceğiniz bu akşam yemeği yıllarca hatırlanacak unutulmaz bir anıya dönüşecektir.
Farklı dokular ve tatların yanı sıra, renk ve biçim olarak da karşıtlıklarla dolu, çekici bir tabak yaratmaya özen göstermelisiniz. Görünüş ve biçimin yanında duyuları harekete geçirdiği düşünülen diğer yemek özellikleri, yumuşaklık, pürüzsüzlük, doyuruculuk, akışkanlık ve baharatlı olmalarıdır. Tek bir ana yemek yerine, bu farklı biçimlerdeki yiyecekleri küçük porsiyonlar halinde sunmak daha etkileyici olabilir. Kokunun etkisini yabana atmayın. Çikolata, ekmek veya taze pişirilmiş bir kek kokusu bile zihnimizi anılar ve görüntülerle doldurmaya yeter. Geçmiş hatıraları ve duyguları tekrar canlandırmada kokunun etkisi çok büyüktür.
Özellikle birlikte daha önce tükettiğiniz ve romantik anlarınızı anımsatan yiyeceklere de şans verin. Kokusu ve görüntüsüyle eski güzel günlerin anılarını canlandıracak bir menüye kim hayır diyebilir. Veya en sevdiği yemeği şık bir sunumla sevgilinizin önüne getirdiğinizde gözleri parlayacaktır.
Karnabahar, lahana gibi ağır kokulu yemekleri tercih etmeyin, yemeği hazırlarken sarımsak soğan kullanacaksanız çok az miktarda eklemeye özen gösterin. Çok güçlü ve baharatlı yemekleri çok küçük porsiyonlarda hazırlayın. Çok şekerli tatlılar yerine meyveleri veya hafif tatlıları tercih edin.
Afrodizyak kelimesi Yunan mitolojisindeki aşk tanrıçası Afroditten alır adını. Dünyanın her yerinde farklı hikaye ve kültürlerde yiyeceklerin afrodizyak etkilerinden bahsedilir. Eğer dikkatli bir inceleme yaparsak farklı kültürlerde neredeyse her yiyeceğin afrodizyak olarak bilindiğini görebiliriz. Yemek yemek baştan çıkarıcı ve keyif verici bir aktivite olduğundan yiyecekler bu özellikleriyle öne çıkmış, damak tadına ve bölgede yetişen meyve sebzelere göre değişiklik göstermiştir. Afrodizyak olduğu düşünülen gıdaların görme, koklama, dokunma ve tatma duyularımızı harekete geçiren gıdalar olduğunu görürüz. Bazı gıdalar renk ve biçimlerinden ötürü, bazıları ise beyindeki keyif alma kısımlarını etkileyebildiğinden dolayı bu kategoriye girmiştir.
Peki afrodizyak özellikleri bilinen gıdalar hangileridir?
Kazanova’nın sabah kahvaltısında 50 tane istiridye yediği söylenir. İstiridye cinsel hormonları harekete geçiren ender bulunan aminoasitler yönünden oldukça zengindir.
Kırmızı biber parlak ve ateşli rengiyle aşkın sembollerindendir. Beynimizde kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan endorfin salgılanmasını sağlar, kalp atışımızı arttırır.
Bakla aşk sebzesi olarak bilinir, doğal bir rahatlatıcı olan magnezyum içerir. Demir, folat, çinko ve B vitamini gibi cinsel organların sağlığını koruyan besin maddeleri açısından zengindir.
Fesleğen doğurganlığı ve cinsel isteği arttırdığına inanılan bir baharat. Vücudu ve zihni rahatlatıcı etkisi vardır.
Pancar triptofan ve betain açısından zengindir, kendimizi iyi hissetmemize yardımcıdır. Bor içerir, bu mineral de cinsel hormonları arttırır.
Roka libidoyu kötü etkileyebilecek çevresel kirliliğin etkilerine karşı vücudu koruyan vitamin ve antioksidanları koyu yeşil yapraklarında bulundurur.
Avokado bağışıklık sistemini güçlendiren ve cilde genç bir görünüm veren E vitamini açısından zengindir. Görüntüsü ve lezzetiyle Avokado dilimler halinde limon veya balsamik sirke ve karabiberle sunulabilir.
Yunan aşk şiirlerinde ve Kamasutra’da bahsi geçen Kuşkonmaz fallik biçiminin yanı sıra kalsiyum, E vitamini ve potasyum açısından zengin olduğu için de afrodizyak olarak anılır, böbrek ve idrar yollarını temizler ve enerji verir. İçeriğinde bulunan aspartik asitin vücutta aşırı amonyak oluşumunu engelleyerek cinsel isteksizlik ve yorgunluğu önleyebildiği bilinir. Haşlanmış veya buharda pişirilmiş olarak tabağınıza görsellik katacaktır.
Yunanlar zeytin ve zeytinyağının erkekleri güçlendirdiğine inanırlardı. Zeytinyağı antioksidanların yanı sıra kalp ve damar sağlığı ve hormon üretimini destekleyen doymamış yağlar içerir.
Badem çağlar boyunca doğurganlığın simgesi olmuştur. Badem ezmesi veya çikolata kaplı bademler tatlı olarak iyi bir seçim olabilir.
Çam fıstığı, sağlıklı bir cinsel hayata etkisi olduğu düşünülen çinko açısından zengindir. Fesleğen ve zeytinyağıyla bir araya geldiği pesto sos sevgililer günü yemeğiniz için etkili bir seçim olacaktır.
Sevgililer Günü’nün en önemli sembollerinden ve en çok tüketilen gıdalarından biri hiç kuşkusuz Çikolata’dır. Azteklerin “Tanrıların yiyeceği” olarak adlandırdığı çikolata beyindeki sinir ileticileri harekete geçiren ve kafeine benzeyen kimyasallar içerir. İçeriğindeki maddeler beynimizin aşık olunca verdiği tepkilere benzer etkiler yaratır. Serotonin üretimini arttırarak ruh halimizi düzeltir. Muhteşem tadı ve kadifemsi dokusuyla çikolata kendi başına bile tatmin edici bir tatlı olacaktır.
Kahve afrodizyak olarak düşünülmese de, enerji verdiği yadsınamaz. Sabahları taze kavrulmuş kahve kokusuna kim karşı koyabilir? Kafein kalp atışını ve kan dolaşımını hızlandırır, dayanıklılığı arttırır. Bunun yanında dopamin salgılayarak daha mutlu hissetmenize de yardımcıdır. Kafeinin harekete geçirici özelliği iyi bilinir ama çok fazla tüketilirse yatıştırıcı etki yaratabilir. yemekten sonra, Sevgililer Günü’ne özel fincanlarda, az miktarda sert bir kahve sunabilirsiniz, vücudu ve beyni harekete geçirecektir.
Hormon üretimi için gerekli Potasyum ve B vitaminleri açısından zengin Muz da çikolata ile buluşarak tatlı olarak hazırlanabilir.
Roma aşk tanrıçası Venüs’ün sembolü Çilek, paylaşabileceğiniz ve birbirinize yedirebileceğiniz, rengi, tadı ve kokusuyla baştan çıkaran bir meyvedir. Birbirine yapışık iki çilek bulursanız, ikiye ayırıp sevdiğinizle paylaşmayı ihmal etmeyin, eski bir efsaneye göre bu gerçek aşkı garantilermiş. Çilek gibi Ahududu ve böğürtlen de birlikte yenebilecek meyvelerden, aynı zamanda C vitamini açısından da zengindirler.
Nar ağacını ilk diken kişinin Aşk tanrıçası Afrodit olduğu söylenir. Tanelerinin bolluğundan ötürü doğurganlık ve bereketle ilişkilendirilir. Düzenli olarak nar suyu tüketildiğinde kadın ve erkeklerde testosteron seviyelerinin yükseldiği görülmüştür.
Kleopatra’nın en sevdiği meyve olarak bilinen İncir, biçiminden ve içindeki çekirdeklerinin bolluğundan ötürü nar gibi pek çok kültürde doğurganlıkla ilişkilendirilmiştir. Tadını daha da ortaya çıkarmak için az miktarda bal üzerinde gezdirin. Antioksidanlar, flavonoidler, lif ve potasyum açısından zengindir.
Bal hormonları dengeleyen Bor ve kan dolaşımını düzenleyen nitrik oksit içerir. Bazı kültürlerde doğurganlığın simgesidir.