• 16 Aralık, 2024

Güçlü Bellek İçin 20 Öneri

guclu-hafiza

Güçlü bir belleğe sahip olmak hepimizin arzusu, bellek kaybı ise en çok yaşlıların korkusu. Gerçi durum şimdi değişti, orta yaşlılar, hatta gençlerin bile belleklerinden yakındıkları bir dönemdeyiz. Şikâyet edilen şeyin gerçek bir bellek sorunu mu, yoksa “dalgınlık” mı olduğu ise ayrı bir konu. Çoğumuz hala bellek zayıflaması ile dalgınlık konusunu karıştırmaya devam ediyoruz. Bir kere şu noktayı çok iyi bilmemiz lazım: Bellek fonksiyonu da pek çok fonksiyonumuz gibi “kullan ya da kaybet” prensibiyle işliyor. Onun için güçlü bir belleğe sahip olmanın yolu mevcut kapasiteyi sürekli arttırmaya ve kullanmaya bağlı. Ama yine de unutmayalım ki bedensel ve ruhsal gücümüz, yaşam tarzımız da belleği etkiler. Belleğinize yardımcı olmak istiyorsanız aşağıdaki önerilerin işe yarayacağını söyleyebiliriz.

İŞTE O ÖNERİLER…

İTİN, ÇEKİN, GERİN: Birçok araştırma sonucunda düzenli olarak fiziksel aktivite yapanların yapmayanlara göre daha seyrek ve daha geç bellek sorunu yaşadıkları saptanmıştır. Aerobik egzersizler beyinin oksijen verimliliğini artırır. Pilates, yoga, tai-chi gibi aktiviteler ise farklı eklemleri ve kas gruplarını, aynı anda farklı hareketlere sevk edip nefesi de ahenkle kullanırken zihin jimnastiği de yaptırır.

DİKKAT EDİN: Bu en basit ve en çok unutulan bellek yardımıdır. Biriyle konuşurken, diğer kişinin adını, işini, sorusunu ezberlemeyi beklemeyin. Pazartesi akşam oynanacak futbol maçını düşünürken, telefon numarasını belleğinizin kaydetmesini beklemeyin. Çok basit bir kuralı en az üç kez hatırlayın: Odaklanın, odaklanın, odaklanın! Eğer bir şey gerçekten belleğinize girmezse, girip de yerleşmezse onu hatırlamanız imkânsızdır. Önemli bir bilgiyle karşılaştığınızda elinizdekini bırakın ve sadece ona odaklanın.

RÜYA GÖRÜN: İyi bir akşam uykusu belleğinizin mucizevi ilacıdır. Araştırmalar rüya görürken uyanan insanların bellek testinde başarısız olduklarını göstermiştir. Düzenli uyku aynı zamanda vücudu yeniden şarj eder, alarmda tutar, ayrıntılara dikkatinizi yoğunlaştırabilmenizi sağlar.

YETERİNCE UYUYUN: Uyku eksikliği bellek sorunlarının başlıca sebeplerindendir. Uykusuzluk sorunu çeken hastaların çoğunun ortak sorunu bellek yeteneklerindeki azalmadır. Uykusuzluk ve yorgunluk sadece bellek kaybına değil, yoğunlaşabilme güçlüğüne de yol açar.

DESTEK ALIN:  Belleğiniz için dengeli, nitelikli bir beslenme planından daha iyi hiçbir şey olamaz. Başta bor ve çinko olmak üzere bir çok mineral belleği yeniler. Yapılan birçok araştırma da bunu ispatlıyor. En iyi bor kaynakları; kuru erik, kuru üzüm, hurma ve fındıktır. Bu gıdaları aşırı tüketmeniz belleğinizi güçlendirmez, kilonuzu fazlalaştırır. Yeterince E, C, B1, B6, B12 vitaminleri aldığınızdan emin değilseniz bu vitaminleri içeren destekleri kullanma konusunu doktorunuzla paylaşın.

AŞIRI YEMEYİN: Daha az gıda tüketerek bedeninizin karşılaşacağı oksidatif (pas yapıcı) yükü azaltabilirsiniz. Özellikle kan şekerinizi fazlaca yükselten besinleri az tüketerek, yağ kullanımınızı azaltarak bunu yapabilirsiniz.

LİSTELEYİN: Gününüzü iyi planlamanın ve “unutmadan” sürdürmenin en kolay yolu bir “yapılacak işler listesi” oluşturmaktır. Gün boyu tamamlamayı düşündüğünüz işler için bir görev listesi oluşturun. Yaptıklarınızın üstünü çizin ve hemen unutun. Strese girmeden, gününüzü iyi planlayarak bu görev listesini tamamlamaya gayret edin. Zaman zaman listenizi gözden geçirin. Güncelliğini kaybedenleri ve vazgeçebileceklerinizi unutarak kurtulun. Listeniz giderek daha uzun ve karışık bir hale geliyorsa fazla dikkat gerektirenlerin yanına bir yıldız koyun.

PLANLAYIN: Zamanınızı iyi değerlendirmek yapacağınız işleri “zamanında ve unutmadan” yapmak istiyorsanız işlerinizi de zamanınızı da iyi planlayın. İş yerinde duvara, evinizde mutfağınıza veya çalışma masanızın yanına asacağınız bir takvimden “yaşamınızı ve işinizi planlama” konusunda yararlanın.

POST-IT KULLANIN: Post-it kullanmak görsel hafızanın en önemli desteklerindendir. Bu alışkanlığı edinmek belleğiniz için uyarıcı ve destekleyicidir.

ÖZETLEYİN: Yeni öğrendikleriniz ve karşılaştıklarınızla ilgili kısa notlar alıp bu bilgileri yeniden kullanılmak üzere kayıt tutma, dosyalama ve saklamaya özen gösterin. Not almak, özetler yapıp muhafaza etmek yeni bilgileri belleğinize kayıt etmenizi kolaylaştırır.

YERİNİZİ UNUTMAYIN: Belirli eşyalarınızı belirli yerlere koyma alışkanlığı edinin. Anahtarlarınızı, randevu defterinizi, kaleminizi koyduğunuz yeri değiştirmeyin. En yaygın bellek yakınması bir şeylerin nereye konduğunun unutulmasıdır. Ofisinizde, evinizde, arabanızda bellek alanları oluşturun. Bu bellek alanları hatırlama kolaylığı sağlayacaktır.

STRESİNİZİ SINIRLAYIN: Yoğun stres yükü altında iseniz belleğiniz bundan rahatsız olur. Yeni kayıtlar yapmak da, eskileri korumak da zorlaşır. Zamana karşı yarışarak daha çok telefon, faks, e-posta, mobil telefon, sesli mesaj kaydedici, tablet kullanarak zamanın para olduğu tutkusunda yoğunlaşmak bellek performansınızı ve bu performansın temel belirleyicisi olan yaşam enerjinizi çabucak tüketir.

İŞİNİZLE EĞLENCENİZİ DENGELEYİN: Yeterince dinlendiğinizden, eğlendiğinizden, gerektiğinde kendinizle, yaşantınızla, işiniz-gücünüzle dalga geçtiğinizden emin olun. Gereğinden fazla ciddiye alınmış bir iş yoğunluğu ve yeterince dinlenmelerle süslenip ödüllendirilmemiş bir yaşamınız varsa belleğiniz tehlikede demektir.

DEPRESYONU HAFİFE ALMAYIN: Depresyon unutturur. Depresyon tablosu tümüyle yerleşmese de depresif belirti ve bulgular belleğin becerilerini köreltmeye çalışır. Özellikle gizli kalmış depresyonlarda (maskeli depresyon ve diğerleri) unutkanlık önemli bir belirtidir. Depresyon belirtilerini öğrenin, erken tanı konusunda hekiminizle işbirliği yapın.

ALKOLDEN KAÇININ: Uzun süreli ve yüksek miktarda alkol kullanımı belleği bozar. Belirgin ve inatçı bellek kayıplarında alkol tüketiminizi gözden geçirin.

İLAÇLARA DİKKAT EDİN: Bazı ilaçların bellek bozukluğu yaptığı bilinmektedir. Özellikle beyne etkili ilaçların bellek gücünde belirgin azalmaya sebep olabilir. Antidepresan ilaçların çoğu bellek kaybı yapar. Bununla birlikte, depresyon uygun antidepresan ilaçlarla tedavi edilirse bellek gücünde belirgin düzelme sağlanır.

TEMİZ HAVA ALIN: Kirli havadan uzaklaşın. Egzoz gazları, endüstri gazları, fabrika bacaları, ağır metaller çok fazla serbest radikal üretebilirler. Hiç olmazsa günün belirli saatlerinde, fırsat yakaladıkça parklarda yürüyün, dağlara, ormanlara, göl kıyılarına kaçın. Ofisinizde, evinizde sık sık camları açarak ortamı havalandırın. Mümkünse evinizde ve işyerinizde hava temizleyici teknolojilerden yararlanın.

TÜTÜNÜ TERKEDİN: Tütün antioksidan savunma yeteneğinin en önemli unsurlarından C vitaminini azaltarak ve damarsal sorunlara yol açıp beynin beslenmesini bozarak belleği tahrip eder. Tütün kullanımı belleğin en önemli düşmanlarından biridir.

KAHVEYİ KESİN: Kafein, kanıtlanmış bir bellek katilidir. Gün içinde birden fazla kahve konsantrasyonu azaltır. Sizi uyanık tutar fakat uykunuzu enkaz haline getireceği için hatırlamanızı zorlaştıracaktır.

ALIŞKANLIK EDİNİN: Sürekli yaptığınız belirli işler, görevler ve aktiviteler için belirli alışkanlıklar edinebilirseniz onları unutma olasılığınız azalır. Belirli zamanlarda, belirli yerlerde, belirli kişilerle aynı işleri yapma alışkanlığı belleği geliştirir, korur, bellek hatalarını asgariye indirir.

BİR ÖNERİ

YÜRÜYÜN,  DİYABET RİSKİNİZ AZALSIN!

Kan şekeri yüksek olanlara bir önerimiz var: Hareket edin! En kolayı, yürüyün! İngiltere’de yapılan bir araştırmada işe kendi araçları ile değil de yürüyerek gidenlerin diyabete yakalanma olasılığı %40 daha düşük bulunmuştur. Çalışma yöntemi olarak işe gitme yolları temel alınmıştır. İşe bisiklet kullanarak, yürüyerek ya da toplu taşıma kullanarak gidenlerin, kendi arabaları ya da taksi kullanarak gidenlere göre kilo alma riskinin daha az olduğu saptanmıştır. İşe yürüyerek gidenlerin yüksek tansiyon riskinin %17 daha az olduğu da görülmüştür. Bisiklet kullananların ise araba kullananlara göre diyabete yakalanma riskleri yarı yarıya düşüktür. Eski bir tekerlemeyi anımsatarak bitirelim: Arabayla gittiğiniz yere bisikletle, bisikletle gidebildiğiniz yere yaya olarak ulaşmaya çalışın. DR. EVREN ALTINEL

Kaynak:

Benzer Yazılar

Yorum Yapın