• 24 Mart, 2024

Zamanı Durduramazsınız

zamanı-durduramazsınızYaşlanma ile “itişip kakışmak”, ona direnmek, olayı bir “gençlik rüyası”na çevirmek yanlıştır, faydasızdır, boşuna çabadır. Zaman her şeyi törpüler.  Bedeni de ruhu da az ya da çok aşındırır. Aşınmanın oranı ve etkileriyse kişiye göre çok değişir. Hangi organ veya dokunun ne zaman, nasıl, ne gibi problemler çıkaracağı da genetik yapıya, çevresel etkilere, yaşam tarzı seçimlerine ve ruh sağlığının durumuna göre farklılık gösterir. Bu süreci genetik miras, hayat tarzı ve çevresel şartlar da etkiler. Kısacası “fabrikasyon üretim” olmadığı için belirli bir “garanti süresi” de yoktur.

Özetle yaşlanmayı da ortaya çıkaracağı sağlık sorunlarını da önceden “yüzde yüz” tahmin edemiyoruz. Hangi organ daha önce yaşlanacak, hangisi daha sık ağlayıp sızlayacak önceden bilemiyoruz. Ama yine de ortalama bir tahmin yapabiliyor, bir “risk haritası” çizebiliyoruz. 
Bu tahminleri yapabilmek de kolay değil. Ciddi bir bilgi birikimi, uzmanlık, emek ve zaman istiyor. Bazı şeyleri tahmin edebilseniz bile zaman zaman eliniz kolunuz bağlı, diliniz tutuk, aklınız sınırlı kalabiliyor. Bu durumlarda bilim de, bilgi de kifayetsiz kalıyor. O zaman devreye “Takdir-i İlahi” giriyor. Ondan sonrasına “kader” deniyor. Takdire bağlı bir süreç oluyor.

ŞANSINIZA GÜVENMEYİN

Yaşlılık sorunlarını hafifletmek, geciktirmeye çalışmak, iyi ve güzel yaşlanmak yalnızca şansa bağlı değildir. Nasıl yaşlanacağınız yalnızca şansınızın değil, biraz da sizin elinizdedir. İyi yaşlanmanın temel hareket noktası bilgi ve bilimdir. Hijyen, refah, eğitim, tecrübe ve insani vasıflarını geliştirmedir. 
Sağlığınızı dikkatle izlemek, tıbbi hizmetlerden akıllıca istifade etmek, koruyucu sağlık konusunda bilgilenmek, hastalık işaretlerini ciddiye almak, doktorlarınızın önerilerini dikkatle uygulamak özellikle yaşlanma sürecinde çok daha önemlidir.
Bütün bunları yaparken hayatın keyfini, coşkusunu, neşesini ıskalamamayı başarabilmek, huzurlu ve mutlu bir yaşama odaklanıp kötü düşüncelerden uzak kalabilmek ve tabii ki inanç dünyanızı zenginleştirmek de unutulmamalıdır.

Yine de yaşamın biraz “şans”, biraz “takdir”, biraz “kader faslı” da vardır. Bu yanları en az diğerleri kadar önemlidir, anlamlıdır. Bunun için “yaşlanma ile itişip kakışmak”, ona fazlaca direnmek, olayı bir “gençlik rüyası”na çevirmek yanlıştır, faydasızdır, boşuna çabadır.

BİR BİLGİ
: Yangı mı yangın mı?

Yaşlanmayı tetikleyen, yalnızca serbest radikaller değil. Dokularda ortaya çıkan yangısal süreçler de yaşlanmayı hızlandırabiliyor. Yaşlanmayla ilişkili hastalıkların çoğunda, yani Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, şeker hastalığı, artrit tipindeki romatizmal hastalıklar, damar sertliği hatta kanserlerin arkasında çoğu kez bu iki düşmanın ortak etkileri yatıyor.
Yangısal süreçlerin birçok sebebi var. Kan şekeri fazlalıkları, diş çürükleri, dişeti hastalıklarından tutun da, beslenme yanlışlarına, ilaçlarınıza kadar pek çok şey yangısal süreçleri başlatabiliyor.
Yani, eğer dikkat edilemezse vücudunuz bir yangın yeri haline gelebiliyor. Üstelik bu “içten içe süren” sessiz, pek kolay fark edilmeyen bir yangın hali. Bedeninizin bir yangın yerine döndüğünün herhangi bir işareti olmadığından siz tehlikenin ancak iş işten geçtikten sonra farkına varabiliyorsunuz.

BİR TEST
: Yaşlanma hızınızı ölçün (Biyolojik yaşınız kaç?) 

  1. 
Günde 5 – 8 bardak su, meyve suyu, bitki çayı içiyor musunuz?
  2. 
Gece 22.30’dan önce uykuya geçip verimli uyuyor musunuz?
  3. 
Günlük egzersiz yapıyor musunuz? (Dans, koşma, yürüme vb.)
  4. Sınırsız yemek yeme alışkanlığınızı önleyebildiniz mi?
  5. Duygularınızı özgürce dışa vurabiliyor musunuz?
  6. Stresle mücadeleniz yeterince hızlı mı?
  7. Kendinizi değerli bulup, kendinize iyi bakıyor musunuz?
  8. Diyetiniz dengeli mi? (Balık, sebze, meyve, tahıl vb.)
  9. 
Hayvansal yağlar yerine zeytinyağını tercih ediyor musunuz?
  10. 
Vejetaryen diyet yapıyor ya da haftada 1 – 5 kez kırmızı et yerine balık yiyor musunuz?
  11. 
Antioksidan katkılar kullanıyor musunuz?
  12. Solunum egzersiz teknikleri kullanıyor musunuz?
  13. 
Kendinizi beğendiğinizi ifade etmekten korkuyor musunuz?
  14. Kendinize gülebiliyor musunuz?
  15. Olumlu düşünüyor musunuz?
  16. 
Düzenli diyet ile detoks kürleri uyguluyor musunuz?
  17. 
Sağlıklı sosyal ilişkileriniz var mı?
  18. 
İşinizden keyif alıp yaratıcı faaliyetler gösteriyor musunuz?
  19.  80 yaşın üzerinde sağlıklı yaşayan aile bireyleri var mı?
20- Huzurlu musunuz?

Cevaplarınızın puanları

  • Asla: 0
  • Ender: 1
  • 
Seyrek: 2
  • 
Sık: 3
  • Alışkanlık: 4

Değerlendirme:

Biyolojik yaşınız için puanları toplayın

  • 0 – 10: Kronolojik yaşınıza 10 yıl ekleyin.
1
  • 11 – 20: Kronolojik yaşınıza 5 yıl ekleyin.
  • 
21 – 40: Kronolojik yaşınız = biyolojik yaşınız.
  • 41 – 60: Kronolojik yaşınızdan 5 yıl çıkarın.
  • 61 – 80: Kronolojik yaşınızdan 10 yıl çıkarın.

(*) Bu test biyolojik yaşınızı belirlemeniz için geliştirilmiştir. Orijinali Dr. Michael Roisen’a aittir. Kronolojik yaş nüfus cüzdanınızdaki doğum tarihinize göre belirlenen resmi yaşınızdır. Gerçek beden yaşınız ise biyolojik yaştır.

Kaynak:

Benzer Yazılar

Yorum Yapın