• 15 Nisan, 2024

Damarlarımızı Tıkayan Yağ mı Şeker mi?

A doctor with stethoscope examining red heart

Endüstrinin ilaç ve hazır gıdalarının satışını artırmak için senelerdir bıkmadan usanmadan “doymuş yağlara çamur atılıyor”. Margarin ve bitkisel yağlar göklere çıkarılıyor; yumurta, tereyağı, kırmızı et “kalp sağlığının bir numaralı düşmanları” olarak yasaklanıyor. Ama gelin görün ki kolesterol haplarına ömür boyu abone yapılan, doymuş yağlar yasaklanan dünya kalp hastasından geçilmiyor.

Yeni bir çalışma daha diyabet ve kalp hastalıklarının sebebinin fazla yenen doymuş yağlar değil şeker olabileceğini ortaya koydu. Ohio Üniversitesi’ nden Prof. J. Volek “Doymuş yağlar hakkında yaygın bir yanlış anlama var” diyor:

Araştırmalar, diyetteki doymuş yağlarla kalp hastalıkları arasında bir ilişki olmadığını gösteriyor ama beslenme kılavuzları hâlâ doymuş yağların sınırlandırılmasını tavsiye ediyor.

Bu bilimsel de değil akıllıca da değil ama kanda doymuş yağları ve kalp hastalıkları riskini değerlendiren araştırmalar bir ilişki olduğunu gösteriyor. Kanda çok fazla doymuş yağ bulunması iyi bir şey değil.

Soru şu: İnsanların kanında veya membranlarında veya dokularında doymuş yağların daha fazla depolanmasının sebebi ne?”

Hepsi de metabolik sendromu (kalp hastalığı veya diyabet riskini artıran en az üç risk faktörü) olan 16 erişkin üzerinde bir çalışma plânlandı.

Tüm katılımcılara her üç haftada bir değişen toplam olarak 18 hafta süreyle giderek artan miktarda karbonhidratlar ve giderek azalan miktarda doymuş yağlar verildi. Diyet 47 gram karbonhidrat ve 84 gram doymuş yağla başladı ve 346 gram karbonhidrat ve 32 gram doymuş yağ ile sonlandı. Bu diyet serisinden önce her denek üç hafta süreyle karbonhidratı azaltılmış temel diyet uyguladı.

Öğünler her gün 2 bin 500 kalorilik idi ve 130 gram da protein ihtiva ediyordu. En yüksek karbonhidrat seviyesi günlük kalorini yüzde 55’ ini oluşturuyordu ve aşağı yukarı ortalama bir Amerikan diyetindeki enerji yüzdesi kadardı.

Çalışmanın sonunda deneklerin ortalama olarak 22 pound kaybettikleri, kan şekeri ve ensülin seviyelerinde, kan basıncında anlamlı düzelmeler olduğu görüldü. Çalışma boyunca tüm katılımcılarda kanda total doymuş yağ seviyeleri oldukça sabit kaldı, hatta başlangıçta yağ tüketimi ikiye katlandığında düştü.

Buna zıt olarak karbonhidrat alımı arttıkça ve yağ tüketimi azaldıkça obezite, enflamasyon, ensülin direnci, glukoz tolerans bozukluğu, metabolik sendrom, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları ve prostat kanseri gibi birçok hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştıran palmitoleik asidin kan seviyelerinin yükseldiği belirlendi. Kanda palmitoleik asidin artması daha fazla karbonhidratın yakılmak yerine yağa çevrildiği anlamına geliyor.

Prof. Volek şunları dile getiriyor:

Karbonhidrat tüketimi azaldığı ve diyete kontrollü olarak yağ eklendiği zaman vücut doymuş yağları depolamak yerine yakıyor.

Çok az karbonhidratlı diyet doymuş yağların yakılmasını sağlıyor”.

Public Library of Science ONE isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırmada, diyette karbonhidratlar arttıkça kanda palmitoleik asit seviyelerinin de arttığı ama artış miktarının kişiden kişiye değiştiği de görüldü.

Bu bulgu, karbonhidrat toleransının kişiden kişiye değiştiğini gösteriyor.

Gelelim neticeye

Bizimkilerin de içinde bulunduğu kardiyoloji âlemi hâlâ diyette doymuş yağ arttıkça kalp hastalığı riskinin de artacağını iddia ediyor.

Diyetteki doymuş yağlarla kalp krizi ve felçlerin ilişkisinin olmadığını da ya bilmiyor ya bilmezden geliyorlar, “yağlı yersen yağ damarlarını tıkar” diyorlar.

Kanda doymuş yağ miktarı ile diyabet ve kalp hastalıkları arasında ise elbette bir ilişki var; “palmitoleik asit arttıkça hastalık riski de artıyor”.

Bu araştırmada da gösterildiği gibi, “palmitoleik asidi artıran fazla yağ yenmesi değil fazla karbonhidrat yenmesi”!

Canan Karatay, senelerdir bu gerçeği kafamıza çakıyor, istediğiniz kadar yumurta, pirzola, tereyağı yiyin diyor.

Ben de kolesterol teorisi bir “zırvadır” diye ekliyorum.

Kardiyoloji âlemi gaflet uykusundan ne zaman uyanacak merak ediyorum.

Kaynaklar:

Benzer Yazılar

Yorum Yapın